RÖPORTAJ | Yayın Dedektifi: "Amacımız çocukları nitelikli eserlerle buluşturabilmek" - İLKE Analiz

RÖPORTAJ | Yayın Dedektifi: “Amacımız çocukları nitelikli eserlerle buluşturabilmek”

Editör

Çocuk kitaplarındaki olumsuz içeriklerin artması, ebeveynleri ve eğitimcileri kitap seçiminde daha titiz hale getirdi. Toplumda sakıncalı ve olumsuz içeriklerin tespiti de bir ihtiyaç haline geldi. Aile ve öğretmenlerin kitap seçimini kolaylaştırmak ve niteliği yüksek ve çocuk dostu eserlerle tanıştırmak amacıyla başlatılan Yayın Dedektifi projesi, içerikleri değerlendirerek çocuk edebiyatı eleştirisi alanına katkı sunuyor. Proje İLKE Vakfı’nın düzenlemiş olduğu Sivil Toplum Zirvesi’nde “Yenilikçi Faaliyet” ödülü aldı. Bu vesileyle Yayın Dedektifi ekibiyle mülakat yapmaya karar verdik.

Öncelikle kendinizden, Yayın Dedektifi ekibinden ve projenin amacından bahsedebilir misiniz? Yayın Dedektifi nasıl kuruldu, nasıl bir hazırlık sürecinden geçti? Özellikle toplumdaki hangi ihtiyaçlar sizi bu çalışmaya yönlendirdi?                       

(Dilek ÜLKER) Elbette. Yayın Dedektifi ekibinin bir parçası olarak projemizi sizinle paylaşmaktan memnuniyet duyarım. Yayın Dedektifi, çocuk kitaplarını değerlendiren, derecelendiren ve filtreleyen bir yayın kuruluşu olarak faaliyet gösteriyor. Tamamı gönüllü olarak mesai harcayan eğitimcilerden ve alan uzmanlarından oluşan bir ekibiz. 2023’ün başında yayın hayatına başlamış olsak da aslında bu projenin temelleri yaklaşık 4 yıl önce atıldı. Bu süreç, ekibimizin bireysel deneyimleri ve çocuklarımızın edebiyatla buluşma arzusuyla doğrudan ilişkilidir.

Projemizin başlangıç noktası, ekibimizin her bir üyesinin çocuklarını-yeğenlerini nitelikli çocuk edebiyatı eserleriyle tanıştırma sürecinde yaşadıkları deneyimlere dayanıyor. Bu kaygıları paylaşan bir grup arkadaş olarak bir araya geldik ve bu meseleleri konuşurken, aslında nitelikli çocuk edebiyatı eksikliğinin bireysel olmadığını, toplumun genel bir sorunu olduğunu fark ettik. Ancak çözüme dair somut bir adım bulamamıştık. Bu farkındalığın ardından, bireysel çabalarımızı birleştirme kararı alarak Yayın Dedektifi adı altında bir ekip oluşturmaya karar verdik. Amacımız, sadece kendi çocuklarımıza değil, toplumun tüm çocuklarına ulaşabilmek ve onları nitelikli eserlerle buluşturabilmek.

Bu karar elbette büyük bir sorumluluğu beraberinde getirdi. Bilinçli bir şekilde hareket ederek, yaklaşık dört yıl boyunca eğitim programlarına odaklandık. Çocuk ve çocuk edebiyatına dair birçok eğitim aldık, geniş bir okuma listesi oluşturduk ve haftalık toplantılarda bir araya gelerek bilgi ve deneyimimizi artırmak için çaba sarf ettik. Yayın Dedektifi, günümüzde çok sayıda çocuk kitabının bulunmasına rağmen, ebeveynlerin ve eğitimcilerin seçim sürecinde yaşadığı zorluklara çözüm sunmayı hedefliyor. Aynı zamanda çocuklarımızı milli ve manevi değerlere uygun, iyi bir birey olmalarına katkı sağlayacak nitelikli çocuk edebiyatı eserleri ile buluşturmayı amaçlamaktadır.

Çocuklar için birçok kitap yazılıyor ve piyasada birçok kitap var. Çocukların sosyal ve duygusal gelişim dönemlerine uygun kitap belirlemek zorlu bir iş. Peki siz bir eser için nasıl olumlu veya olumsuz bir değerlendirmede bulunuyorsunuz? Bir eseri hangi ölçülerle radara alıyorsunuz, belli kriterleriniz var mı? Nasıl bir takip süreciniz var? Kitapları incelemeye aldığınızda nasıl bir yöntem izliyorsunuz? Değerlendirme kriterleri nelerdir?

(Dilek ÜLKER) Bizim için bir kitabı değerlendirmek kapsamlı, katmanlı ve ince işçilik isteyen bir süreç. Öncelikle Yayın Dedektifi olarak yazar ve yayınevi ayrımı yapmadan, mümkün oldukça günceli takip ederek çok sayıda kitabı değerlendirme gayreti içerisinde olduğumuzu belirtmek isterim. Bu minvalde elimizdeki eseri büyük bir titizlikle çok yönlü bir değerlendirmeye alıyoruz. Kazanım ve değerler bağlamında yaklaştığımız eserin hitap ettiği yaş grubunu, çocuk edebiyatı temel kriterlerini esas alarak tespit ettikten sonra eseri, ölçme değerlendirme uzmanlarımız eşliğinde hazırladığımız ölçeğimize tabi tutup değerlendirme ve derecelendirmesini yapıyoruz. Eserin temel kazanımlarını belirledikten sonra çocukların psiko-sosyal ve bilişsel gelişimleri ile kültürel bakış açılarını olumsuz etkileyeceğini düşündüğümüz unsurlar mevcut ise bunları olumsuz içerik kapsamında değerlendiriyor ve “Büyüklere Not” başlığı altında gerekçelendirerek not düşüyoruz.

Bununla birlikte şayet bir çocuk kitabında kendisine hiç yer bulmaması gereken ırkçılık, ideolojileşmiş cinsiyetçi yaklaşımlar, inançlar ve değerleri tahfif gibi belirli propagandaların varlığını veya bunları anımsatacak ifadeleri tespit edersek bu kitapları derecelendirme olmaksızın “kırmızı çizgi” etiketiyle büyüklerin dikkatine sunuyoruz. Son olarak çok daha nesnel bir değerlendirme ve derecelendirme yapabilmek adına bir eseri yayına almadan önce en az üç editörümüz tarafından değerlendirilmesini bekliyoruz.

Çocukların kendi kimliğini oluşturma sürecinde kitapların yeri kuşkusuz önemli. Bir “dedektif” gözüyle bakıldığında çocuk edebiyatında dönüşüme en çok ihtiyaç duyulan konu nedir sizce? Bunun dışında toplumumuzda çocuklar açısından üzerinde durulması gereken değer, duygusal beceri, anlayış veya beceriler neler olabilir?

(Safa YILMAZ) Çocuk edebiyatı eserlerinin kimlik oluşturma bağlamında kilit role sahip olduğunu ifade eden bir cümle ile başladınız söze. Burası çok kritik. Çocukların dünyasında anlamı bu kadar derin olan yazın alanının dönüşüme ihtiyaç duyduğu alanları takdir etmek hem cüretkâr, bir anlamda da zorlayıcı bir girişimdir. Çünkü Yayın Dedektifi aynı zamanda kullanıcılarını kendi anlamına zorlamama gibi bir gayret içerisinde. Bu sebeple bir eseri en az üç editör değerlendirmeden yayına almıyoruz. Ancak gelişim görmeyi arzu ettiğimiz bazı alanları ifade etmekte yarar görüyorum. Son dönemde eserler “başarabilirsin” mesajı verme ödeviyle hareket ediyor. Eserlerin temel kazanımları “azimli ve kararlı olmaya teşvik etme” eksenine yerleşti. Batık hikayelerin de yolculuğa dâhil olduğunu hatırlatacak eserlerin sayısının artmasına da ihtiyacımız var.

Bir diğer gelişim alanı ise eserlerimizin sanatsal ve edebî yetkinliklerinin maddi kaygılarla ikinci plana atılabiliyor olması. Özellikle odağına inanç alanını almış eserler mesaja çok odaklanıp ifade ettiğimiz niteliklerden uzaklaşabiliyorlar. Bu noktada güzel işlerin sayısı artmasına rağmen daha alınacak yolumuz var. Bir de belki son olarak ileti kısmındaki gelişim alanımıza odaklanabiliriz. Çocukların farklı kültürlerle tanışmalarını hatta bağ kurmalarını oldukça önemsiyoruz. Çeviri eserleri bu anlamda önemli bir imkan olarak görüyoruz. Fakat burada da belirli hassasiyetlere sahip olmalıyız. Çocuğun söz varlığını, bakış açısını ve şahsiyetini geliştirmekte mihenk taşı olan eserlerin titizlikle seçilmediğini gözlemliyoruz. Satış politikalarının yine ön plana çıktığını ifade edebiliriz.

Peki her çocuk kitabı çocuklara bir değer kazandırmalı mı, bir öğreti sunmalı mı? Çocukları sadece eğlendirme amaçlı kitaplar hakkında ne düşünüyorsunuz? Bunların da faydaları var mıdır yoksa çocuk kitabı seçerken bir kazanımı olan kitaplara yönelmek en iyisi midir?

(Safa YILMAZ) Bu esasında çokça tartışılan bir konu. Bazen eserlerin mesaj kaygısı taşıması yerilirken bazen de mesajı verirken didaktik bir anlatıya sahip olması eleştiri konusu olmuştur. Benim kanaatime göre eser ortaya koymak için kendisine bir konu alanı ya da gündem belirlemiş her eser açık ya da örtük de olsa mesaj verir. Bir değer yargısı taşır. Değer yargısı taşımama iddiasında olan eser bile bu yaklaşımını belirli değerler dizgesine borçludur. Ben eserlerin belirli kazanımlar etrafında yazılmasını bir noktada elzem olarak değerlendiriyorum. Çocukları sadece eğlendirme amaçlı yazıldığı ifade edilen eserlerin bile mutlaka bir hedefi vardır. O da mizah kültürü kazandırma yoluyla “okumaya güdüleme”dir. Ancak didaktiklik kısmı daha hassas bir alan. Çocuk kitaplarının tamamında değil ancak çocuk edebiyatı olma niteliği taşıyan eserlerde didaktik üslubu tasvip etmiyoruz. Çünkü didaktik eser çocuğun yanında olmaktan öte karşısında olan eserdir. Yolculuğa çağıran bir eser olmaktan öte yolu anlatan bir eser olmaktadır. Bilimsel içerikli veya teknik farkındalık amacıyla yazılmış ve çocuk okurun gönlüne girmiş yüzlerce eseri “öğretici” olmaları nedeniyle didaktiklik tartışmasının dışında tutuyoruz. Zaten bu çocuk kitaplarını çocuk edebiyatı eseri olarak da ifade etmiyoruz. Son dönemde yaygınlaşan terapötik (iyileştirici) öykülerin de duygusal didaktiklik diye ifadelendirdiğimiz bir çizgide ilerlediğini ve bu noktanın da çok tartışılmadığını belirtmekte yarar görüyorum.

Ebeveynlerden veya toplumun farklı kesimlerinden gelen olumlu/olumsuz geribildirimler var mı?

(Mustafa GENÇ) Oldukça fazla miktarda. Yayın Dedektifi, yayına başladığı günden itibaren başta ebeveynler ve eğitimciler olmak üzere yayıncılar, yazarlar, çizerler, kitapçılar, kütüphaneciler gibi çocuk edebiyatı ile ilgilenen kesimlerden çok olumlu dönütler aldı. Ayrıca öğrencisine kitap okutmak isteyen ama sürekli “Acaba hangi kitabı okutsam veya alsam? Alacağım veya tavsiye edeceğim kitapta sorunlu bir içerik var mı? Hedeflediğim kazanıma uygun hangi kitaplar var?” gibi kaygıları taşıyan bir kesim de var. İşte bu kesimden olup Yayın Dedektifi ile karşılaşan kimselerden de çok sayıda olumlu geribildirim alıyoruz.

Aslında biz Yayın Dedektifi olarak olumlu veya olumsuz bu geri bildirimleri önemsiyoruz. Çünkü varsa kendi göremediğimiz eksik veya hatalarımızı görmemiz, kendimizi geliştirmemiz, farklı ihtiyaç alanlarını tespit etmemiz gelecek geribildirimlere bağlı. Bu nedenle ana sayfaya, takipçilerimizin değerlendirilmesini istedikleri kitapları bildirebilecekleri “Dedektif Talep Et” butonunu yerleştirdik. Ayrıca değerlendirmesini yayınladığımız her kitabın detaylarına girildiğinde, takipçilerimizin kitap hakkındaki görüşlerini, varsa değerlendirme hakkındaki tenkitlerini paylaşabilecekleri “Kitabı Bildir” sekmesi bulunmakta.

Bu soruya son olarak şunu da ekleyebilirim: Marifet iltifata tabidir. Gelen olumlu geribildirimler, tümü gönüllü olarak çalışan editörlerimiz için bir motivasyon kaynağı işlevi görürken; tenkitler de kendimizi geliştirmek için birer fırsat niteliği taşıyor.

Başlatılan projelerin devam ettirilmesi oldukça önemli bir mesele. Siz çocuk edebiyatı gündemini hem Yayın Dedektifi içerisinde tartışmaya devam ediyorsunuz hem de bu gündemi sonraki kuşağa aktarmak amacıyla Editör Okulu’nu kurdunuz. Editör Okulu’ndaki faaliyetlerinizden de biraz bahsedebilir misiniz?

(Mustafa GENÇ) Çocuk edebiyatının, Dünya döndükçe varlığını sürdüreceğine inanıyoruz. Bu nedenle Yayın Dedektifi, belirli bir zamanla kendisini sınırlayan bir proje değil. Dediğiniz gibi projelerin hayatta kalması oldukça önemli. Bu sürdürülebilirliği sağlamak için projenin yeni kuşaklara aktarılabilmesi elzem. Bu nedenle Editör Okulu’nu önemsiyoruz.

Öncelikle, Editör Okulu’na kabul edilen arkadaşlarımızın kitapla arasının iyi olmasını, çocuk edebiyatına ilgi duymasını ve çocuk edebiyatına dair düşüncelerinin bulunmasını önemsiyoruz. Çocuk edebiyatı okur-yazarlığı ve eleştirmenliği eğitimi verdiğimiz Editör Okulu’nda editör adaylarımızın eleştiriden önce her eserin bir emek ürünü olduğunu özümsemesini istiyoruz. Bu nedenle editör adaylarımızı, bir eserin fikir aşamasından tasarımına, basımından dağıtımına yayın aşamalarını bütün hatlarıyla tanımaları için yayıncılarla buluşturuyoruz.

Bir çocuk edebiyatı eseri nasıl yazılır, varsa görseli nasıl oluşturulur? Bunu görmek adına editörlerimizi yazarlar ve resimli eserlerin diğer ortağı çizerlerle bir araya getiriyoruz. Daha sonra alanında uzman çocuk edebiyatı eleştirmenlerinin gerçekleştireceği eğitim süreci başlıyor. Bu süreç tamamlandığında sıra Yayın Dedektifi’nin çocuk edebiyatına baktığı yeri anlatmaya geliyor.

Uzun soluklu bu süreç boyunca bütün editör adaylarımız sürekli yeni eserlerle buluşuyor ve uzmanlarla birlikte bu eserlerin müzakeresini gerçekleştiriyor. Böylece güncel olan sürekli takip edilmiş oluyor. Editör Okulu’nu tamamlayan aday editörlerin arasından belirlediğimiz arkadaşları editör masamıza dâhil ediyoruz. Yayın Dedektifi’nin bütün editörleri, sizin de ifade ettiğiniz gibi, iki haftada bir belirlenen kitaplar çerçevesinde çocuk edebiyatı gündemini kendi içinde tartışmayı sürdürüyor.

İLKE Vakfı’nın düzenlemiş olduğu Sivil Toplum Zirvesi’nde “Yenilikçi Faaliyet” dalında ödül aldınız. Bu ödülün sizin açınızdan anlamı nedir? Yayın Dedektifi’nin gelecek hedefleri nelerdir?

(Mustafa GENÇ) Biz yaptığımız işin önemine inanıyor ve bu inançla dört yılı aşkın süredir Yayın Dedektifi’nin ete kemiğe bürünmesi ve milletimize fayda sağlaması için çalışıyoruz. Daha önce de söylediğim gibi marifet iltifata tabidir. Yaptığımız işin özgünlüğünün, sosyal bilimlere akademik anlamda önemli katkılar sunan ve ülkemizin önemli sivil toplum kuruluşlarından biri olan İLKE Vakfı tarafından fark edilip, “Yenilikçi STK Ödülü”ne layık görülmesi, başta ekibimiz olmak üzere Yayın Dedektifi’ne doğrudan veya dolaylı olarak katkı sunan ve bize gönül veren herkes için gurur verici oldu. Bizim için ilk ödül olması da ayrıca anlamlıydı.

Ödülle birlikte, Yayın Dedektifi hakkında bir farkındalık oluştu. Ödül sonrası, “Size nasıl destek olabilirim?”, “Ben de editör olmak istiyorum, ne yapmam gerekiyor?”, “Maddi-manevi elimden ne gelirse yapmak istiyorum”, “Yayın Dedektifi’nin tanıtımına ve yaygınlaşmasına ben de katkı sunmak istiyorum.” gibi talep ve tekliflerin sayısı arttı.

Yayın Dedektifi’nin öncelikli hedefi iç piyasadaki çocuk edebiyatı eserlerini belli bir doygunluğa ulaşıncaya kadar değerlendirmesini tamamlamaktır. Sonrasında gençlik edebiyatı eserleri, filmler, dijital oyunlar ve uygulamalar gibi yazılı ve görsel içerikleri kendi alanlarına özgü ölçeklerle değerlendirmek istiyoruz. Bu sayede, iç piyasadaki çocuk ve gençlik odaklı eserlerin kalitesi ve etkileşimi üzerinde daha kapsamlı bir değerlendirme ve katkı sağlanmış olacaktır.

0 yorum

Diğer Yazılar