Günümüzde Müslüman toplumlar, dini ve sosyal değerlerini korurken dengeli ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için modernleşme ve küreselleşmenin etkilerini yönetmek gibi temel bir zorlukla karşı karşıyadır. Bir değerler sistemi ya da ahlaki değerlere sahip olmadan sosyal ve ekonomik kalkınma için çabalamak, insan toplumlarının refahı için gerçek riskler oluşturur. Böyle bir atmosferde başarı, geleceği şekillendiren ve önemli bir potansiyel olan genç liderlerin kalitesine bağlıdır. Bu bağlamda birincil liderlik mücadelesi, mükemmellik kapasitesine sahip, kalpleri Allah (c.c)’a sıkı sıkıya bağlı ve zenginliğe ulaşmayı insancıl araçlarla sağlayabilen gençlerin yetiştirilmesidir. Nefsani dürtülerine, lüks, şöhret ve zenginlik rekabetine direnirken yaşamda üretken bir yolu ayırt edebilen genç liderlerdir bunlar… Erdemliğin canlı bir timsali olan liderlerin yetiştirilmesini toplumlar için süregelen bir zorluk olmaya başlamıştır. O halde, bu liderlerin davranışları ve karakterleri nasıl olmalıdır sorusunun cevabını aradığımızda Kasas Sûresi bize yol gösterecektir:
“Allah’ın sana verdiğinden âhiret yurdunu kazanmaya bak ve dünyadan nasibini unutma! Allah sana ihsan ettiği gibi, sen de insanlara ihsanda bulun. Yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışma! Şüphesiz Allah bozguncuları sevmez.” (28: 77) [1]
Bu liderlik standardını korumak için her düzeyde liderlik eğitimi, öğretimi ve gelişimine yönelik daha yaratıcı bir yaklaşımın formüle edilmesine acil ihtiyaç duymaktayız. Bugün, kalkınma hedeflerimize ulaşabilmek için ruhun eğitimi de en az aklın eğitimi kadar önemlidir. İslami değerleri ve sosyal sorumluluğu mesleki gelişimimizin ve ekonomik faaliyetlerimizin merkezine yerleştiren ilham verici bir eğitim yaklaşımına duyulan ihtiyaç göz ardı edilemez.
“Değerlerin küresel girişimler için önemi” akademide üzerine çalışılmış bir konudur. Değerler, her türlü liderlik teorisinin ve iş stratejisinin merkezinde yer alır; kurumsal ve kamusal alandaki liderlerin özelliklerini şekillendirir ve bu da vizyonlarını, kurumsal önceliklerini ve karar alma davranışlarını etkiler. İşletme yönetimi üzerine yapılan son çalışmalar, ticari işletmelerin ve kamu hizmeti kuruluşlarının başarısında hesap verebilirlik, güven, işbirliği, sadakat, saygı ve empati gibi değerlerin önemini vurgulamaktadır. Son yirmi yılda yaşanan mali krizler, bir yandan kurumsal açgözlülük ve bencilliğin üstesinden gelirken, diğer yandan daha büyük bir iyilik adına adalet ve sosyal sorumluluk fikirleri benimsemenin her zamankinden daha zor olduğunu göstermiştir.
Dünya Ekonomik Forumu, dünyanın en karmaşık gündemlerinin geleceğini şekillendirme çalışmalarını desteklemek üzere 2014 yılında Küresel Değerler Gündem Konseyi’ni topladı. Çok paydaşlı küresel grup, sürdürülebilir ve kapsayıcı ekonomik büyüme hedefine odaklandı. Panelin “Değerler ve Dördüncü Sanayi Devrimi” başlıklı Beyaz Kitabı büyük ekonomik büyümenin kalıcı olabilmesi için değerlere dayalı güçlü bir liderlikle desteklenmesi gerektiği sonucuna varmıştır.[2] Değer merkezli liderliğin, sürekli pozitif değişimin gerçekleştirilmesi ve teknoloji devriminin yönetilmesi için elzem olduğu oldukça açık. Bazı eleştirmenler değerlere dayalı yönetim yaklaşımının şirketlerde işe yaramadığına inanmaktadır çünkü onlara göre bu yaklaşımın toplam kâr üzerinde hiçbir olumlu etkisi yoktur. Ancak, Profesör Rosabeth Kanter [3] ve Profesör Bill George [4] gibi bu alanda önde gelen akademisyenler ve yönetim uygulayıcıları, değerlerin sürdürülebilir kurumsal performansa olan faydalarını vurgulamışlardır.
Liderlik yetkinlikleri öğrenilebilir ve aktarılabilir becerilerdir. Etkili bir şekilde liderlik yapmayı öğrenmek, liderlerin gelişim programlarına İslami değerleri de dahil eden bir liderlik eğitimi süreciyle geliştirilebilir. İnsan kaynakları gelişimine yönelik bu yenilikçi strateji, Müslüman paydaşların istekleriyle doğal olarak uyumlu olan daha zengin bir öğrenme deneyimi sağlar. İslami öğretiler sadece evde veya ibadet yerlerinde değil, aynı zamanda işyerinde de uygulamaya döküldüğünde etkileri daha çok yankı bulacak ve topluma daha çok fayda sağlayacaktır.
Böylece, bir iş paydaşı olan işgücü, insan doğasına uygun şekilde manevi ve dünyevi olanı dengeleyebilecektir. Bu hedefe ulaşmadaki temel zorluk, İslami geleneğe dayanan ve aynı zamanda mesleki gelişim bağlamına uygun kaynaklar sunmaktır. Iszatt-White ve Saunders “Liderlik” isimli kitaplarında “günümüzde öğrencilere sunulan liderlik yazılarının çoğunda Batılı kaynaklara aşırı vurgu yapıldığını”nın altını çizdiler. Yazarlar ayrıca “liderlik öğrencilerinin dünyanın dört bir yanından geldiğini ve kendi kültürel mirasları ve deneyimleriyle örtüşen örnekler ve tanıdıkları isimler görmek istediklerini” vurgulamaktadırlar.[5]
Modern yönetim bilimlerinin İslami kavramlarla bütünleştirilmesi ihtiyacı, İnsan Kaynakları Yönetimi alanında önde gelen bazı akademisyenler tarafından da kabul gördü. Örneğin, Profesör Dr. Abdul Bari İbrahim Durra “iki disiplini uyumlu hale getirmek ve mevcut yönetim bilimlerini Müslüman ulusların kalkınma hedeflerine ulaşmasında faydalı kılmak için İslami ilkeler ve öğretiler hakkında yeterli bilgi ve anlayışa sahip olmamız”[6] gerektiğini belirtti.
Müslüman profesyonellerin değerlere dayalı iş kararları alma kapasitesi, liderlik eğitim ve öğretiminde İslami kaynakların kullanılmasıyla geliştirilebilir. Profesyonellerin liderlik nitelikleri, kendi liderlik gelişim bağlamlarına uygun İslami kaynaklara ulaşmalarıyla gelişecek, bu da daha güçlü ve daha uzun süreli bir etki doğuracak; evde ya da camide uygulanan değerler ile fabrikada, okulda ya da bankada uygulanan değerler arasında köprü kurulmasına da yardımcı olacaktır. İlham veren bir eğitimci olan Michele Borba, ahlaki zekanın öğrenilebileceğini, ancak uygulamada sürdürülmesi ve başarılması için bilinçli olarak modellenmesi ve beslenmesi gerektiğine dikkat çekmiştir. Rol modellik, değer merkezli liderliği beslemek, ilham vermek ve liderlik eğitimi için oldukça güçlü bir araçtır.
Sonuç
Siyer, Müslümanlar için saygı duyulan dini bilgi ve ahlaki bir öğreti kaynağı olmuştur. Aynı zamanda insan kaynakları gelişimi, liderlik eğitimi ve öğretimi için de değerli bir kaynaktır. Dahası, lider olarak Hz. Muhammed’in ﷺ rol modeli, değer merkezli liderlik yeteneklerinin bir örneğini sunarak çeşitli çağdaş liderlik kavramlarına da uygulanabilir.
Hz. Muhammed’in ﷺ hayatı, mesleki eğitim ve kişisel gelişim programları için zengin ve değerli bir öğrenme materyali sunmaktadır. İbadetlerin güçlü etkisi ve metaforları mesleki yetenekleri geliştirmenin yanı sıra, manevi gelişimi de destekler. Bu şekilde bir öğretim materyali şüphesiz daha derinlemesine ve uzun vadeli bir öğrenme sağlar.
Hz. Muhammed ﷺ bir inanç topluluğunun ve Medine’de kurulan yeni bir İslam toplumunun lideriydi. Misyonunun getirisiyle liderlik rolü karakterize olmuş, ilham verici motivasyonu bir tanım kazanmıştır. O, zeki ve ‘güvenilir’ olduğu için kabilesi tarafından saygı görüyordu. Becerileri ve liderlik yetkinlikleri farklı bağlamlarda test edilmiş ve ona inanlarda ve toplumun genelinde kayda değer olumlu dönüşümlere yol açtığı kanıtlanmıştır. Vizyonu, eylemleri ve liderlik ilkeleri ona iman edenleri onurlu davranmaları için motive etmiş ve onlara doğru yolu göstermiştir. Hz. Muhammed’in ﷺ değer merkezli liderliği, kendi döneminde ve sonrasında gerçekleşen kayda değer dini, ahlaki, sosyal ve ekonomik dönüşümlerin oluşturulmasında önemli bir rol oynamıştır.
Hayatı boyunca Otantik Liderlik, Eylem Merkezli Liderlik, Dönüşümcü Liderlik, Hizmetkâr Liderlik, 5. Seviye Liderlik ve Örnek Liderliğin Beş Uygulaması gibi çağdaş değer temelli liderlik modelleri tarafından ortaya konan yetkinliklerin birçoğuna yönelik bir kapasite sergilemiştir. Hz. Muhammed’in ﷺ biyografik anlatıları, onun liderlik uygulamalarının sosyal, ekonomik ve siyasi etkisinin, bir alıcı ya da topluluk üyesinin ötesine geçerek tüm toplumu canlandırdığını gösterir. Hz. Muhammed ﷺ, bireyler ve toplumlar arasında büyük dönüşümler oluşturmanın yanı sıra; sosyal, siyasi ve ekonomik ilerlemeleri kendi yaşamından sonra da sürdürebilecek olağanüstü yetenekler ve liderlerden oluşan bir ekibe ilham vermeyi de başarmıştır. Böylece onun rol modeli, nasıl liderlik edileceğini öğrenmek için oldukça etkili bir yol sağlar.
Daha güvenli bir dünyaya ve insan toplumlarının refahına katkıda bulunan insani güvenlik kavramlarının uygulanmasını destekleyen değer merkezli liderlik, dünyada barış ve güvenliğin teşvik edilmesinde önemli bir faktördür. İlgili siyer anlatılarının, günümüz ana akım akademik liderlik çalışmalarında kullanılan müfredat kaynaklarına dahil edilmesi gerekmektedir.
***
Dr. Basil Mustafa’nın İLKE Analiz için kaleme aldığı yazı Elif Feyza Dinç tarafından tercüme edilmiştir.
[1] Diyanet İşleri Başkanlığı
[2] Global Agenda Council on Values, World Economic Forum (2014-2016), September 2016, p. 5
[3] R. Kanter, B. George, (2009) Supercorp, Crown Business, New York.
[4] B. George, Authentic Leadership (2003)
[5] Iszatt-White, M. and Saunders, C. (2014) Leadership, Oxford University Press, p.8
[6] Prof. Abdul-Bari Ibrahim Durra, Public lecture “Al-Wa’ai Al-Edari wa Al-Fikr Al-Edari fi Al-Ru’yah Al-Hadharyyiah Al-Islamiyyah”, Amman, Jordan, 24 January 2015.