Birleşmiş Milletler, 2015 yılına kadar Aşırı Yoksulluğu ve Açlığı Ortadan Kaldırma amacıyla 1990-2015 yılları arasında dünyadaki yetersiz beslenme oranını yarıya düşürmeyi hedeflemiş ve bu hedefe ulaşmıştır.[1] Yine Birleşmiş Milletler, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Ajandası kapsamında belirlenen 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacının ikincisi olan “Açlığa Son” ile 2030 yılına kadar dünyadaki açlığın tamamının bitirilmesini hedeflemektedir.[2] Bu hedefler doğrultusunda dünya genelinde düşüş eğiliminde olan yetersiz beslenme, 2020 yılında COVID-19 salgınının sebep olduğu ekonomik şokla yükselmiş ve 2008-2009’daki seviyelere geri dönmüştür.[3] Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü tarafından hazırlanan Dünya Gıda Güvenliği ve Beslenme Raporu’na göre 2020 yılında 2 milyar 300 milyondan fazla insan günlük hayatını sürdürebilecek asgari besin miktarını karşılayamamaktadır.
Dünyadaki açlığı bitirmeye yönelik kazanımların çoğu COVID-19 salgınının etkisinin yanı sıra ekonomik ve siyasi istikrarsızlıklar, çatışmalar, güvensizlik, aşırı hava olayları ve iklim değişikliği sebebiyle de gerilemiştir.[4] COVID-19’un sebep olduğu ekonomik şok ile 2019 yılına kıyasla 2020 yılında açlık yaşayan insanların sayısında ortalama 161 milyon, şiddetli gıda güvensizliği yaşayan insan sayısında ortalama 148 milyon ve yeterli gıdaya ulaşamayan insan sayısında ise yaklaşık olarak 320 milyon kişilik artış gerçekleşmiştir.[5] SOFI 2021 Raporu’na göre 2030’da açlık koşullarında yaşayacak insan sayısı 660 milyona ulaşacak ve bunun 30 milyonluk kısmı salgının uzun süreli ekonomik etkilerinden kaynaklanacaktır.
Birleşmiş Milletler’in Gıda Programı kapsamında Gıda Güvenliği Ağı tarafından 2021 yılında yayınlanan Küresel Gıda Krizleri Raporuna göre; 2020 yılında çok sayıda insanın gıda krizine maruz kaldığı, acil insani yardıma muhtaç olduğu, şiddetli açlık sebebiyle aşırı zayıf olduğu ve gelişim sıkıntısıyla mücadele ettiği tahmin edilmektedir.[6]
Gıda güvenliğini oluşturan temel ögeler; bulunabilirlik, erişilebilirlik, yararlanma ve istikrardır. Bunlardan ilki olan bulunabilirlik, yeterli miktarda uygun kaliteli gıdanın yerel üretim veya ithalat ile mevcut olması durumudur. İkincisi olan erişilebilirlik, bireylerin besleyici gıdaya ulaşılabilmesi için yeterli satın alma gücüne sahip olunmasıdır.[7] Üçüncüsü olan yararlanma; yeterli beslenme, temiz su, hijyen ve sağlık hizmetleri ile tüm fizyolojik ihtiyaçların karşılandığı sağlıklı beslenme durumudur. Son olarak istikrar; gıda güvenliğinin olması için nüfus, hane veya bireyin her zaman yeterli miktarda gıdaya ulaşabilmesi durumudur.
Gıdaya erişimi engelleyen bazı durumlar bulunmaktadır. Bunlar; ekonomik şoklar, iklim krizleri, mevsimsel gıda güvensizliği, çatışma ve güvensizlik, aşırı hava olayları, sağlık şokları, mahsul zararlıları, hayvan hastalıkları ve doğal afetlerdir. Gıda krizlerinin en önemli ilk sebebi çatışmalar ve güvensizlik; ikinci sebebi ise ekonomik şoklar ve aşırı hava olaylarıdır. Gıda güvensizliği akut ve kronik gıda güvensizliği olmak üzere iki gruptur. Akut gıda güvensizliği kısa süreli ve geçici iken kronik gıda güvensizliği uzun süreli ve devamlıdır.[8]
IPCC raporu iklim değişikliğine ilişkin hazırlanmış olan en kapsamlı raporlardan biri olarak insanlığı iklim değişikliğinin geri dönüşü olmayan etkilerine karşı uyarmakta ve bu değişikliğe yönelik önemli tedbirlerin alınması gerektiğini ifade etmektedir.[9] Bu bağlamda en önemli konulardan biri karbon emisyonudur. Dünyadaki karbon emisyonunun üçte biri gıda sistemleri olan tarım, hayvancılık, gıda işlemesi, tedarik zinciri, gıda israfı gibi faaliyetlerden kaynaklanmaktadır.[10] Üretilen gıdaların neredeyse %17’si israf edilmektedir.[11] Ayrıca Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın hazırladığı Gıda İsrafı Endeksi Raporu 2021’e göre küresel sera gazı emisyonunun neredeyse %10’una gıda israfı sebep olmaktadır.[12] Yapılan gıda israfının %61’i son tüketici düzeyinde, %13’ü perakende düzeyinde, %26’sı ise üretim ve tedarik düzeyinde gerçekleşmektedir. Nüfus artışı ve şehirleşme gıda sistemleri üzerinde baskı oluşturmaktadır. Şehirleşme ve tarım arazilerinin amacına uygun kullanılmaması ile gıda talebi artmaktadır. Nüfus artışına bağlı olarak kaynakların yetersiz kalması da bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Gıda sistemlerinin atmosfere saldığı sera gazları ve iklim değişikliği, gıda sistemlerinin geleceğini tehdit etmektedir. Bu sebepler gıda sistemlerinin mevcut durumdan daha verimli ve sürdürülebilir hâle getirilmesini gerekli kılmaktadır.
Bu çalışmada gıda güvenliği konusu, ilgili ulusal ve uluslararası endeksler, raporlar, meteorolojik ve istatistikî veriler ışığında gıda güvenliğinin farklı boyutları olan bulunabilirlik ve erişilebilirlik çerçevesinde karşılaştırmalı biçimde ele alınmıştır. Gıda güvenliği genel görünümüyle incelenerek kendisine üye 27 ülkede toplam 80 milyon insanın gıda krizi yaşadığı İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) tarafından ele alınmıştır. İİT üyesi ülkelerin dünya nüfusunun dörtte birini oluşturması da bu çalışmaya konu olmasının sebeplerindendir. Dünya genelinde gıda güvenliğine dair göstergeler COVID-19 salgınına kadar yavaş bir şekilde iyileşme göstermişse de İİT’nin üye ülkelerine ilişkin gıda güvenliği dünyadaki iyileşme oranının altında kalmıştır.
İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye ülkeler arasında yer alan, dünyanın onuncu tarım ekonomisi ve gıda güvenliğine sahip olan Türkiye de çalışmada incelenmiştir. İSEDAK raporunda İİT üyesi ülkeler; gıda güvenlikleri, tarımsal üretim kapasitesi, kişi başına düşen GSYİH, yetersiz beslenme oranı gibi belli kriterlerle dört gruba ayrılmaktadır.[13] [14] Türkiye, tarımsal üretim kapasitesi ve gıda güvenliği bakımından nispeten yüksek olan grupta yer almaktadır. Küresel Gıda Endeksi’ndeki puanına bakıldığında Türkiye “iyi” seviyede olmasına rağmen 2020 yılında 2012 yılındaki sıradan daha geridedir. Türkiye’nin öncelikli gıda güvenliği riskleri, gıda enflasyonu ve kuraklıktır. Bunun yanı sıra Türkiye’nin güçlü yanı “gıda bulunabilirliği”dir. Türkiye’de son 20 yıl içerisinde tarım arazileri %10 azaldığı ve Türkiye nüfusu yaklaşık olarak 20 milyon artmış olduğu için gıda talebi ve gıda ithalatı artmıştır. Aynı zamanda iklim değişikliğinden dolayı gıda üretimi de azalmıştır.
İncelemeler ışığında 2020 yılında gıda güvenliği konusunda gerilemeler yaşandığı görülmüştür. GRFC 2021 raporuna göre dünyada üçüncü seviye ve üzeri gıda krizine maruz kalanların sayısı 2016-2019 yılında 105 milyon iken 2020 yılında 147 milyona yükselmiştir. Dünyada yeterli gıdaya erişemeyen insan sayısı 2020 yılında 2,4 milyara yaklaşmış, açlıkla savaşan insan sayısı ise 768 milyona ulaşmıştır. Şiddetli gıda güvensizliği yaşayan insan sayısının ise 928 milyona yükselmiş olduğu düşülmektedir.
Çalışmanın, odak noktalarında biri olan İİT’nin gıda güvenliği, ilgili veriler ışığında incelenmiş, üçüncü seviye ve üzeri gıda krizi yaşayan 155 milyon kişinin yarısından fazlasının İİT üyesi ülkelerde bulunduğu görülmüştür.[15] Bu ülkelerin çoğunda hâkim olan siyasi istikrarsızlıklar, güvensizlik ve çatışma ortamına ek olarak iklim krizi ve susuzluk problemleri nedeni ile gıda güvensizliğinin ciddi boyutlara ulaşabileceği düşünülmektedir.
Çalışmanın ikinci odak noktası olan Türkiye’deki gıda güvenliğinin görünümü ise istatistiksel ve meteorolojik veriler ile Küresel Gıda Güvenliği Endeksi çerçevesinde yorumlanmış, Türkiye’nin gıda güvenliğine dair güçlü ve zayıf yönleri ortaya koyularak gelecekteki olası risklere değinilmiştir. Küresel Gıda Güvenliği Endeksi’ne göre Türkiye’nin sıralaması ortalamanın üzerinde yer almaktadır. Buna rağmen Türkiye’deki yüksek gıda enflasyonu; Türk lirasının değer kaybetmesi ve gümrük vergileri; çevresel boyuta varan kuraklık, su stresi, erozyon ve aşırı hava olayları gibi problemler; Türkiye’nin en önemli gıda güvenliği risklerini oluşturmaktadır.[16] Bu etkilerin yanı sıra Türkiye’nin nüfusunun son 20 yılda 20 milyon artması, ülkeyi ziyaret eden turist sayısının artması, Türkiye’nin mültecilere ev sahipliği yapması gibi nedenlerle Türkiye’de gıdaya olan talep artmakta ancak tarım arazilerinin giderek küçülmesi arz-talep dengesini olumsuz etkilemektedir.[17] Türkiye’de bozulan arz-talep dengesi, tarımsal üretim ve hayvancılıkta verimliliği artırıcı yöntemlerle iyileştirilmeye çalışılmaktadır. Buna rağmen Türkiye’de gıda maddeleri ithalatında ciddi artış olduğu görülmüştür.
Gıda ürünlerinde fiyat istikrarının sağlanması ve yüksek enflasyonla mücadele edilmesi, gıda israfını üretim ve tüketim seviyesinde asgariye indirecek tedbirlerin alınması, iklim değişikliğiyle mücadele, uyum ve Ar-Ge çalışmalarının sürdürülmesi, kuraklığa ve su stresine yönelik eylemler, sulama sistemlerinin modernize edilmesi, kuraklığa dayanıklı tohumlar üzerine Ar-Ge çalışmalarının yapılması, tarım arazilerinin amaç dışı kullanılmasının önlenmesi ve erozyonla mücadele edilmesi gelecekte Türkiye’nin karşılaşma ihtimali bulunan gıda güvenliği risklerinin yönetilebilmesi adına bütüncül, kapsayıcı, bilimsel ve sürdürülebilir nitelikli bir yaklaşımın benimsenmesi önem arz etmektedir. Yanı sıra iklim değişikliği ile mücadele için gıda sisteminin karbonsuzlaştırılması ve bitkisel beslenmenin yaygınlaştırılması da sürdürülebilirlik açısından önemlidir.
Bu yazının genişletilmiş rapor haline İslam İktisadı Araştırma Merkezi’nin web sitesinden ulaşabilirsiniz: https://ikam.org.tr/surdurulebilirlik-ve-gida-guvenligi-turkiye-ve-iit-ulkelerinin-karsilastirmali-analizi-basligiyla-yayimlandi
[1] United Nations. (b.d.). Goal 1: Eradicate extreme poverty & hunger. Erişim adresi: https://www. un.org/millenniumgoals/poverty.shtml
[2] United Nations Department of Economics and Social Affairs Population Division. (2019). World population prospects 2019: Highlights. New York.
[3] FAO. (2021, 5 Ağustos). FAO Food Price Index. Erişim adresi: http://www.fao.org/
worldfoodsituation/foodpricesindex/en/
[4] FSIN ve Global Network Against Food Crisis. (2021). Global report on food crisis 2021. Rome.
[5] FAO. (2021, 5 Ağustos). FAO Food Price Index. Erişim adresi: http://www.fao.org/
worldfoodsituation/foodpricesindex/en/
[6] FSIN ve Global Network Against Food Crisis. (2021). Global report on food crisis 2021. Rome.
[7] COMCEC/İSEDAK. (2020). Good governance for ensuring food security and nutrition in the OIC member countries. Ankara.
[8] FSIN ve Global Network Against Food Crisis. (2021). Global report on food crisis 2021. Rome.
[9] IPCC (2021). Climate change 2021: The physical science basis. Contribution of working group I to the sixth assessment report of the intergovernmental panel on climate change [Masson-Delmotte, V., P. Zhai, A. Pirani, S. L. Connors, C. Péan, S. Berger, N. Caud, Y. Chen, L. Goldfarb, M. I. Gomis, M. Huang, K. Leitzell, E. Lonnoy, J. B. R. Matthews, T. K. Maycock, T. Waterfield, O. Yelekçi, R. Yu and B. Zhou (eds.)]. Cambridge University Press. In Press.
[10] IPCC. (2019). Climate change and land: An IPCC special report on climate change, desertification, land degradation, sustainable land management, food security, and greenhouse gas fluxes in terrestrial ecosystems [P.R. Shukla, J. Skea, E. Calvo Buendia, V. Masson-Delmotte, H.-O. Pörtner, D. C. Roberts, P. Zhai, R. Slade, S. Connors, R. van Diemen, M. Ferrat, E. Haughey, S. Luz, S. Neogi, M. Pathak, J. Petzold, J. Portugal Pereira, P. Vyas, E. Huntley, K. Kissick, M. Belkacemi, J. Malley, (eds.)]. In press.
[11] UNEP Food Waste Index Report 2021
[12] UNEP Food Waste Index Report 2021
[13] COMCEC/İSEDAK. (2020). Good governance for ensuring food security and nutrition in the OIC member countries. Ankara.
[14] COMCEC/İSEDAK. (2019). Increasing the resilience of the food systems in Islamic states in face of future food crisis. Ankara.
[15] FSIN ve Global Network Against Food Crisis. (2021). Global report on food crisis 2021. Rome.
[16] Gassert, F., Luck, M., Landis, M., Reig, P., Shiao, T. (2013). Aqueduct global maps 2.1.: Constructing decision-relevant global water risk indicators. World Resources Institute. Erişim adresi: https:// files.wri.org/d8/s3fs-public/Aqueduct_Global_Maps_2.1-Constructing_Decicion-Relevant_ Global_Water_Risk_Indicators_final_0.pdf
[17] Türkiye İstatistik Kurumu. (2021, 4 Şubat). Adrese dayalı nüfus kayıt sistemi sonuçları, 2020. Erişim adresi: https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=The-Results-of-Address-Based-Population- Registration-System-2020-37210