Editör Notu: Bu yazı İLKE Vakfı tarafından yayımlanan “İslam İşbirliği Teşkilatı, Sosyal Politikalar ve COVID-19 ” başlıklı politika notunun sonuç bölümünden alıntılanmıştır.
İslam İşbirliği Teşkilatı’nın siyasi yönü ağır basmaktadır ancak yapılanmanın ekonomik, kültürel ve sosyal yönleri de bulunmaktadır. Sosyal ve ekonomik yönüne atıfla, sosyal politika alanını da İİT’nin bünyesinde görmek mümkündür. İİT’deki sosyal politikalar, teşkilatın kurucu antlaşmasında açıkça görülebilmektedir. Ayrıca daha sonraki İİT politika metinlerinde sosyal politika alanı üzerinde durulmaktadır. Yine İİT yardımcı ve uzmanlaşmış organlar ile daimî komiteler şeklindeki İİT kurumları bünyesinde sosyal politika uygulamalarına da rastlanmaktadır.
İİT’deki bu sosyal politika uygulamaları, olağanüstü dönemler için de geçerlidir. Hal böyle olunca, olağanüstü bir dönem olan COVID-19 sürecinde de İİT’de sosyal politika uygulamalarını şu veya bu şekilde görmek mümkündür.
Bu noktada, COVID-19 sürecindeki İİT sosyal politika uygulamaları için bazı hususların öne çıktığı not edilmelidir:
• İİT’ye ait müstakil sosyal politika kurumu olmadığı gibi, bir olağanüstü dönem sosyal politika yapılanması da bulunmamaktadır. Bu nedenle, COVID-19’la mücadelede İİT bünyesindeki “alt kurumlar eliyle farklı ve dağınık” sosyal politika adımları söz konusudur.
• İİT bünyesinde müstakil bir sosyal politika kurumu olmamasının bir sonucu olarak, İİT ülkeleri için sosyal politika standardının varlığı da söz konusu değildir. Bu nedenle, COVID-19 gibi olağanüstü dönemlerde düşük düzeyde çabaların dışında, İİT’nin standart sosyal politikalarından bahsetmek mümkün değildir. Problem ülkelerin kendi imkanlarına kalmış durumdadır.
• Hal böyle olunca, İİT’nin COVID-19’a yönelik sosyal politikalarının yetersiz olduğu sonucuna varmak zor değildir. Ancak bu yetersizliğin ülke bazlı boyutlarını tam olarak kavramak da mümkün değildir, çünkü bütün ülkeler ile ilgili genel ve özel olarak sosyal politikalar ve COVID-19 ile ilgili verileri bulmak kolay değildir.
Öneriler
Bu tarz olumsuz tablodan kurtulmak için, elbette bazı adımların atılması gerekmektedir.
- İİT’deki daimî komiteler içerisinde “Sosyal Politikalar Daimî Komitesi” adıyla bir yapılanma ihdas edilmelidir.
Bu komite, İİT ülkelerindeki çalışma hayatı sorunları ve çalışma hayatı dışı (yoksulluk, engellilik, yaşlılık gibi) dezavantajlılıklar üzerine kurulu olmalıdır. Hal böyle olunca, mevcut İİT yapılanmalarında sosyal politika alanına denk gelen uygulamaların bu komite koordinasyonunda olması sağlanmalıdır. Bu tarz bir komite, İİT ülkelerinden sosyal politika altyapısı ve uygulamaları en güçlü olan ülkeden idare edilmelidir. Böyle olması durumunda, COVID-19 veya başka olağanüstü süreçlerde sosyal politikaların hakkıyla yönetilmesi ve uygulanması daha mümkün olacaktır.
- Veri sorunu giderilmelidir.
İİT yardımcı organlarından biri olan İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC), temelde İİT ülkelerine dönük verileri derlemektedir. Ancak görülmektedir ki SESRIC, genel manada İİT ülkeleri hakkındaki veri ihtiyacını giderememektedir ve özelde sosyal politika ve daha da özelde COVID-19 dönemi verileri ya çok zayıf kalmaktadır ya da neredeyse yok gibidir. Bu nedenle SESRIC bünyesinin güçlendirilmesi gerekmektedir ve bununla birlikte, veri tabanı oluşturma sorunu yaşayan İİT ülkelerine teknik ve lojistik destek verilmelidir. Aksi halde, ister sosyal politika konusunda olsun isterse özelde COVID-19 örneğinde olsun, tam manasıyla İİT ülkelerinde nelerin olup bittiğini anlamak mümkün olmayacaktır. İİT bünyesinde Sosyal Politikalar Daimî Komitesi kurulsa bile, veriye dayalı sorun tespiti zayıf kalacağı için Komite’nin sorun giderme işlevleri de kısıtlı olacaktır.
- Sosyal Politikalar Daimî Komitesi’nin malî yapısı zekât fonları ile beslenmelidir.
Sosyal politikalar, çalışma hayatı dışındaki dezavantajlı kesimlere de yöneliktir. Bu kesimlerin içinde “muhtaç” durumda olanlar da vardır ve bu muhtaçlıklar zekât verilebilecek gruplara da denk gelebilmektedir. Bu nedenle Sosyal Politikalar Daimî Komitesi’nin malî yapısı, İslam dünyasının zekât potansiyelinden de beslenecek şekilde düzenlenmelidir