2021 yılı LGS sonuçları 30 Haziran tarihinde açıklandı. MEB, 2018’den bu yana sınav sonuçlarıyla birlikte yayımladığı “Ortaöğretim Kurumlarına İlişkin Merkezi Sınav” raporunu bu yıl da sonuçların açıklanmasından hemen sonra 1 Temmuz tarihinde yayımladı. Sınav öncesinde Türkçe sorularında dilbilgisi konularının yer alıp almayacağı belirsizliğinden, sınavın ertelenip ertelenmeyeceğine kadar pek çok hususta tartışmalar gündemdeydi. Sınav sonrasında ise sayısal testlerin zorluk derecesinin önceki yıllara göre daha yüksek olduğuna dair tepkiler gelmişti.
2021 yılında başvurusu yapılan ve sekizinci sınıfa devam eden 1.243.830 öğrenciden 1.038.492’si sınava katıldı. Bu sayı öğrencilerin %83,49’unu oluşturmaktadır. MEB, sınava katılım oranının salgın sürecine rağmen yüksek olduğunu ifade etse de aslında sınava katılım oranı %88,08 olan 2020 ve %85,08 olan 2019 yıllarına göre 2021 yılında bu oranda büyük bir düşüş yaşandığı görülmektedir. Sınava katılım oranındaki düşüşün temelinde yer alan sebeplerin başta salgın sürecinin var olan fırsat eşitsizliği problemini şiddetlendirmesi olmak üzere çeşitli açılardan masaya yatırılması gerekiyor.
Raporda yer alan sayısal ve sözel bölümlerdeki alt testlerin doğru cevap sayısına bakıldığında yirmi soru bulunan alt testler arasında en yüksek doğru cevap sayısı ortalamasının 9,41 ile Türkçe olduğu ve en düşük ortalamanın ise 4,20 ile Matematik olduğu ifade edilmiştir. Fen Bilimleri ortalamasının da 8,04 olduğu görülmektedir. Bu ortalamaları 2018, 2019 ve 2020 ile kıyasladığımızda yirmi soru bulunan alt test ortalamalarında (Türkçe, Matematik, Fen Bilimleri) bir düşüş söz konusudur. 2021 yılı merkezi sınav puanı ortalaması da alt test doğru cevap sayısı ortalamasında olduğu gibi düşmüş ve 268,35 olarak hesaplanmıştır. Bu ortalama 2020’de 286,35, 2019’da 298,87 ve 2018’de 346,45 olarak kayıtlara geçmiştir. 2021 yılı için merkezi sınav istatistiklerinin en düşük puan ortalamasına sahip olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Raporda bu yıl da farklı cinsiyet gruplarının puan ortalamalarının karşılaştırıldığı istatistiklere yer verilmiştir. İstatistiklere göre kız öğrencilerin erkek öğrencilerden matematik dışındaki alt testlerde daha yüksek doğru cevap sayısı ortalamasına sahip olduğu görülmektedir. Yirmi soru bulunan alt testler arasında her iki cinsiyet grubunda da doğru cevap sayısı ortalamasının en düşük olduğu alt test matematiktir. Kız ve erkek öğrencilerin doğru cevap sayısı ortalamalarındaki en düşük fark kızlarda 4,05 ve erkeklerde 4,34 olmak üzere Matematik alt testinde yer almaktadır. Merkezi sınav istatistikleri, kız öğrencilerin erkek öğrencilerden Matematik alt testi dışındakilerde daha fazla doğru cevap sayısı ortalamasına sahip olduğunu ve bunun istatistiksel açıdan anlamlı bir fark oluşturduğunu söylemektedir. Bu farkın nedenlerinin de uzmanlar tarafından araştırılması ve incelenmesi gerekiyor.
Merkezi yerleştirmelerde öğrencilere sınav puanlarından çok yüzdelik dilimlere bakmaları tavsiye ediliyor. Peki bu yıl istatistikler nasıl bir yüzdelik dilim çiziyor? Bu yıl sınava giren öğrencilerden yalnızca 97’si Merkezi Sınavın her iki oturumundaki tüm soruları doğru yanıtlamıştır. Tüm soruları doğru yanıtlayan öğrencilerin 36 farklı ilde bulunduğu ifade edilmiştir. Önceki yıllara baktığımızda 2019’da 66 farklı ilden 565 öğrenci, 2020’de 42 farklı ilden 181 öğrencinin her iki oturumdaki tüm soruları doğru yanıtladığını görmekteyiz. 2021 yılına doğru farklı ilden başarı gösteren öğrenci sayısının azalan bir ivme göstermesi salgının eğitimde bölgesel eşitsizliği artıran bir işlev yüklendiğini işaret etmektedir.
Puan aralıklarının yüzdelik dilimleri de yine salgının eğitim alanındaki serencamının ve sınav sisteminin sonucu olarak karşımıza çıkıyor. 2021 yılında sınava giren öğrencilerin yalnızca %5,61’inin 400-500 puan aralığına girdiği görülmektedir. Merkezi Sınav puanı dağılımında öğrencilerin %62,17’lik bir oranla en yoğun bulunduğu aralık 200-299 puan aralığıdır. En düşük puan aralığı olan 100-199 puan aralıklarında bulunan öğrenci oranı ise %10,69’dur. Merkezi Sınav puan dağılımının en yüksek puan aralığında en düşük öğrenci oranının bulunması da Merkezi Sınav sisteminin en düşündürücü sonuçlarından biridir.
Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da anne babanın eğitim düzeyi ile Merkezi Sınav puan ortalaması arasındaki ilişkinin gösterildiği istatistiklere yer verilmiştir. Anne babaların eğitim düzeyi yükseldikçe öğrencilerin Merkezi Sınav puanlarının da yükseldiği görülmüştür. Sosyoekonomik koşullarla doğrudan bağlantılı olan eğitim desteğinin salgın sürecinde çok daha belirgin duruma geldiğini söylemek yanlış olmayacaktır.
Önceki yıllarda yayınlanan raporlarda yer alan sınav performansı ile okul başarı puanı arasındaki ilişkinin incelendiği istatistik analizine 2021 raporunda yer verilmemiştir. Bunun sebeplerinden biri olarak salgın sürecinin okul başarı puanlarında meydana getirdiği dengesizlik düşünülebilir.
Tüm bu istatistikler ve değerlendirmeler karamsar bir tablo çiziyor olsa da var olan problemlerin tespit edilmesi ve bu problemli durumların iyileştirilmesi yönünde çalışmaların sürdürülmesi daha iyimser bir tablo çizmek adına yararlı olacaktır.