Dünyanın farklı bölgelerinden vicdanlı insanların, İsrail’in alçak zulmünü durdurmak ve ablukayı delmek için bundan 11 yıl önce başlattığı Özgürlük Filosu, uluslararası sularda İsrail’in saldırısına uğramıştı. 10 Şehit verdiğimiz bu saldırının ardından İsrail’in hukuk tanımaz zorba tavrı tüm dünyada gündem olmuştu. Aradan geçen yıllardan sonra Filistin konusunda bilincin tüm dünyada dalga dalga yükseldiğine şahit oluyoruz.
Mavi Marmara gazilerinden Endonezyalı Aktivist ve Gazeteci Surya Fachrizal ile konuştuk. Kendisine hem Mavi Marmara ile yola çıktığı hem de sorularımızı cevaplandırdığı için çok teşekkür ederiz.
Gazilerimize hürmet, şehitlerimize rahmet;
Direnişe devam!
İsrail’in Mavi Marmara saldırısının üzerinden 11 yıl geçti. Geçen zaman içinde bu olayın dünya kamuoyundaki etkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dünyanın dört bir yanındaki insanların Filistin konusunda oldukça hassas olduğunu görüyorum. 2010 yılında Özgürlük Filosu’na destek verenler hala aynı yolda mücadele ediyor. İlginç bir şekilde, 11 yıl önce yaşanan Mavi Marmara olayını bilmeyen çok genç var. Fakat yine de Filistin meselesini araştıran gençler, Özgürlük Filosu’nun mücadelesine her zaman ortak olacaklar.
Türkiye ile İsrail arasında imzalanan Mavi Marmara anlaşması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu konuda gerçekten üzgünüm. Fakat Mavi Marmara şehitlerinin aileleri bu anlaşmayı kabul ettiyse benim bir itirazım yok. Ayrıca eminim ki Türkiye’de hükümetin bu konuda daha iyi bir planı da vardır.
Mavi Marmara gibi dünya çapında örgütlenecek yeni bir sivil hareketin Filistin konusunda tüm dünyada yükselen bilinçle birlikte yeni bir etki uyandırabileceğini düşünüyor musunuz?
Umarım böyle bir şey olur. Fakat Mavi Marmara gibi bir hareketi – gemi konvoyu şeklinde- yeniden organize etmek son derece zor olacaktır.
Gemidekilerden hala görüştüğünüz var mı? Mavi Marmara gazisi olmak size ne hissettiriyor?
Evet, bazılarıyla hala iletişim halindeyim. Kimi gazeteci, kimi aktivist, kimi de İHH’dan kardeşler. Hatta şimdi Mavi Marmara’da tanıştığım bir gazeteci aracılığıyla Anadolu Ajansı’nda çalışıyorum.
Mavi Marmara gazisi olmak gerçekten gurur verici bir şey. Ama Filistin’in ve tüm ümmetin çektiği acıyı ve verdiği mücadeleyi düşününce ben bir hiçim.
Ülkenizde Filistin konusundaki bilinç nasıl?
Endonezya’da Filistin meselesine yönelik farkındalık zaman zaman artıyor. İsrail yanlısı grupların bazı olumsuz kampanyalarına rağmen Endonezyalılar, Filistin’in ve Arap ülkelerinin Endonezya’nın bağımsızlığının ilk destekçileri olduğunun farkındalar. Cakarta’da Covid-19 kısıtlamaları nedeniyle büyük bir miting olmasa da diğer bölgelerde Endonezyalılar ellerinden geleni yapıyor. Ayrıca sosyal medyadaki kampanyalar da son derece büyük ve kitlesel.
Şu anda Filistin’de yaşanan gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Kudüs’ün statüsü hakkında ne düşünüyorsunuz?
Birleşmiş Milletler ne derse desin Kudüs ümmetindir. Kudüs nesilden nesile Müslümanların vakfıdır.
Filistin’deki gelişmeyle ilgili olarak, büyük bir değişim görmesek de Filistinliler’in giderek güçlenen bir direnişi sürdürdüğünü görüyoruz. Filistinliler arasında hizipler olmasına rağmen, işgale sürekli direnenleri desteklediklerini görebiliyoruz. Aynı şekilde ateşkesin bir zafer işareti olarak ilan edilmesindeki sevinci de görebiliyoruz.
Uluslararası kamuoyunun, Birleşmiş Milletlerin ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın bu konudaki tutumlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dünyanın her yerinden insanlar Filistin’inin bağımsızlığını ve özgürlüğünü destekliyorlar. Ancak bu konuda Birlemiş Milletler ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın rolü hakkında fazla bir şey bilmiyorum. İnşallah bir şeyler yaparlar.
