Hiperyerel Büyüme: Yeni Bir Kentsel Planlama Yöntemi  - İLKE Analiz

Hiperyerel Büyüme: Yeni Bir Kentsel Planlama Yöntemi 

M. Martínez Euklidiadas

Günümüzde uygulanan tüm kentsel gelişim yöntemleri etkisini uzun yıllar sürdüreceği için kente ilişkin “hiperyerel büyüme” kavramı ve aktivite merkezi tasarımı, iklim değişikliği uyum stratejileri ve ekonomik istikrar programları içerisinde gittikçe gücünü artırıyor. 

Bir Kentsel Planlama Kavramı olarak “Aktivite Merkezi” Nedir? 

Aktivite merkezi; alışveriş, iş, okul, dinlenme ve sosyalleşme için insanları cezbeden canlı, hareketli ve pek çok çeşitliliğin bulunduğu bir alandır. Ayrıca nispeten düşük nüfus yoğunluğuna sahip olan bu alan, bölgeleme modelinden ziyade karma işlevli yerleşke düzenine dayalıdır ve araba veya motosikletlerin yerine yaya veya bisikletlilerin yoğunluğuyla ön plana çıkar.  

“Aktivite merkezi” kavramı; şehir plancıları tarafından şehir hizmetlerini, kentsel yayılma şeklinde değil, yerel olarak yoğunlaştırmayı amaçlayan ve özellikle sürdürülebilir kent inşasında oldukça faydalı olan bir şehir türünü tanımlamak için kullanılır.  

Aktivite merkezi kavramı üzerine yapılan son çalışmalar, bu kavramı “ekonomik, fiziksel, sosyal ve sivil varlıkların belirli bir hiperyerel ölçekte kümelendiği bölgeler” olarak tanımlamaktadır. Aktivite merkezi genellikle arabalara ve diğer enerji atıklarına, materyallerine veya bölgelerine olan bağımlılığı azaltmak için kullanılan bir araç olarak görülmektedir. 

Aktivite Merkezi Türleri 

Genellikle yerel, bazen ise hiperyerel olan çeşitli aktivite merkezi türleri bulunmaktadır. Finans bölgeleri [Türkçede “merkezi iş alanları” olarak da yaygın kullanımı bulunmaktadır.], şehir merkezleri, yaşanabilir mahalleler ve karma işlevli yerleşke modeli, bu türlerin en çok bilinenlerinden bazılarıdır. 

  1. Şehir Merkezi: Şehir merkezi, en iyi aktivite merkezidir. Aktivite merkezleri arasında her zaman en yaygın olan tür olmuştur ve şehrin ortasında, bölgede sürekli devam eden akışın bir sonucu olarak, doğal bir şekilde gelişmiştir. 
  1. Karma İşlevli Yerleşke: Ticaret ve eğlence yapılarının üzerinde; okulların, ofislerin veya sağlık merkezlerinin yanında inşa edilmiş yapılarla nitelendirilen karma işlevli yerleşkeler, günümüzde sürdürülebilir şehirciliğin geleceği olarak kabul edilmektedir. 
  1. Yaşanabilir Mahalleler: Karma işlevli yerleşkeye benzer ve ona bağımlı olan yaşanabilir mahalleler, şehrin sokaklarını insanlar için yeniden elverişli hale getirerek artırdıkları yaşam kalitesiyle ön plana çıkmaktadır. 
  1. Finans Bölgeleri: Her ne kadar finans bölgeleri başlangıçta kenar mahallelerde kurulmuş olsa da günümüzde bu bölgeler şehrin dokusuyla bütünleşmiştir ve şehirdeki yapıların altlarında veya üstlerinde yer almaktadır. Böylece finans bölgeleri, bu bölgelere ulaşmak için kullanılan araç bağımlılığını azalmaktadır. 

Aktivite Merkezlerinin Toplum için Avantajları 

Kentsel yayılmayla karşılaştırıldığında hiperyerelliğin topluma pek çok faydası bulunmaktadır. 

Yeni Fırsatlar için Bir Mekân: Aktivite Merkezi 

Aktivite merkezi, refaha sahip, sürdürülebilir ve verimli metropol alanların oluşturulması ve bu alanların çevresel, ekonomik ve sosyal açılardan geliştirilmesi için her zaman önemli bir unsur olmuştur. Metropoliten alanlardaki aktivite merkezlerinin, yetenekleri bir mıknatıs gibi kendine çektiği ve işleri bir merkezde topladığı gerçeği ortaya konmuştur. Ayrıca bu merkezler, küçük bir alan kaplayarak olumlu geri dönüşlerde bulunulmasını ve bir inovasyon döngüsünün yaratılmasını da sağlar. Aktivite merkezlerinin ve çevresinin daha kapsayıcı ve erişilebilir olduğu da ispatlanmıştır. Düşük gelirli haneler ve kırılgan/dezavantajlı gruplar, bu tür kentsel dağılımdan faydalanmaktadır. 

Aktivite Merkezlerindeki Aktif Ulaşım ve Güvenlik 

Aktivite merkezleri yürünebilirliği, bisiklet kullanımını ve toplu taşıma araçlarının yaygınlaşmasını büyük ölçüde artırmaktadır. Hiperyerel büyüme kavramına dayanan aktivite merkezleri, yürümeyi ve bisiklet sürmeyi kolaylaştıran alanlardır. Güvenlik ile ilgili avantajlar ele alındığında ise, aktivite merkezleri bu bölgede yaşayan insanların yaşam kalitesini ve güvenliğini artıran bir “topluluk duygusu” yaratır. Ayrıca bu topluluk duygusu, aşikâr olmayan bir gözetim mekanizması sayesinde kişilerin suçtan caymasıyla beraber içselleştirdikleri güvenlik algısının oluşumuna da etki eder. 

Ekonomik olarak Sürdürülebilir Aktivite Merkezleri 

Her türlü kentsel planlama için temel unsurlardan biri, kamu hizmetlerini destekleyecek ekonomik hareketleri ve önerilen sistemin hangi koşullar altında sürdürülemez olduğunu anlamaktır. Geçmiş hükümetler tarafından sıkça uygulanan kentsel yayılmanın, asgari kamu maliyetlerini dahi karşılamaya yetecek kadar vergi geliri olmadığı için bölünmüş ve bölgelendirilmiş yapısı oldukça kırılgandır. Ayrıca kentsel yayılmanın mali yükünün, Ponzi şeması veya piramit satış dolandırıcılığı olarak da nitelendirilen bir şekilde, gelecek nesillere aktarıldığı da kanıtlanmıştır. 

Öte yandan, kentsel planlama orta yoğunluklu bir büyüme modeline dayalıdır ve hiperyerel büyüme yalnızca kendi maliyetlerini karşılamakla kalmaz aynı zamanda sağlık veya eğitim gibi diğer alanlara da katkı sağlayacak artı gelirler oluşturabilir. Bugüne kadar hazırlanan tüm raporlar (bu raporda da olduğu gibi) hiperyerel büyümenin çok daha ekonomik olduğu konusunda hemfikirdir. Kompakt kent modelinin, altyapıda ortalama %38; polis, ambulans veya itfaiye gibi hizmetlerde ise %10 tasarruf sağladığı düşünülmektedir. 

Daha Fazla Nüfus Yoğunluğu, Daha Fazla Yenilik 

Aktivite merkezlerinin yoğunlaştığı metropoliten alanlar, özellikle nüfus bakımından daha yoğun olanları, çok daha üretkendir. Bu açıdan ilginç olan şey ise, aktivite merkezinin sadece belirli bir alan için değil, tüm şehir için üretkenlik sağlamasıdır.  

Hiperyerelliğin Dezavantajları İdari Sorunlara İşaret Ediyor 

Peki tüm bunlar, hiperyerelliğin ve aktivite merkezlerinin hiçbir dezavantajı olmadığı anlamına mı geliyor? Hayır fakat bu dezavantajlar idari eksikliklerden kaynaklanmaktadır. 

Sıkça söylendiği gibi bu konuda da “yerel politikalar önemli bir rol oynamaktadır.” Bir aktivite merkezinin yanındaki evler rağbet gördüğü için genelde daha pahalı olur; ayrıca bu durum, eğer şehir merkezleri şehrin yalnızca belirli bir bölgesinde olacak şekilde tasarlanırsa ve bir fiyat sınırlaması olmazsa kentin soylulaştırılma sürecine de etki eder. Aktivite merkezlerinin toplumsal dışlanma ile bilinegelen kalabalık yerler haline gelmesini engellemek için ise çok kutuplu (15 dakikalık şehir projesi gibi birkaç şehir yerine pek çok şehri içine alan) şehir tasarımları, yaygınlaştırılmış hiperyerel büyüme ve idari düzenlemeler gereklidir. 

Bununla beraber, trafik kaynaklı kirliliğin sınırlandırılmadığı durumlarda aktivite merkezleri, hızla çok kirli alanlar haline gelebilir. Her ne kadar nüfus yoğunluğu kişi başına düşen etkiyi azaltsa da tek bir alanda toplanmak, o alanı sağlıksız bir hale getirebilir. Bunun önlenmesi için yapılması gereken şey ise çok basit: Özel araçlar için değil, yürüyüş yapmak ve bisiklet sürmek için daha fazla alan sağlamak, bir de yakıt tüketimine dayalı ısı kontrol sistemlerinden kaçınmak gerekir. 

Mekânın Geleceği ve İşle İlişkisi 

Mekânlar, sosyal etkileşim alanları, canlı olmaları, insanları cezbetmeleri ve tüm bu unsurların birbirleriyle etkileşime girmelerine izin vermeleri bakımından yok-yerlerden (non-places) farklıdır. Güvenliği ve huzuru sağlanmış bir sokak, bir mekândır fakat bir otoyol, asla bir mekân olamaz. 

Güvenliği ve huzuru sağlanmış bir sokak, bir mekândır fakat bir otoyol, asla bir mekân olamaz. 

Eğer 2005’ten 2015’e kadar işçiler, tek kutuplu bir kent merkezinde (her şehir başına bir merkez olacak şekilde) yoğunlaştıysa pandemiden sonra işçilerin yoğunluğu, kentsel yayılma modeline göre değil, çok kutuplu bir yoğunlaşma modeline doğru kaymıştır. Yani, tek bir aktivite merkezinde yoğunlaşmaktansa bir kent çeperi veya kuşağı boyunca yoğunlaşmışlardır, bu modele ise halka (doughnut) adı verilmektedir. Bu durum da şehirlerdeki aktivite yoğunluğu bakımından avantajlar sağlar, çünkü; bu durum, emisyonlar veya işe gidip gelmeyle ilgili şehirlerarası seyahatlere bağlı olmayan bir yoğunluk artışıdır. Ayrıca bu durum, yerel çalışmalara, hiperyerel yaşamlara ve banliyölerden uzakta toplulukların oluşturulmasına da katkıda bulunur. 

***

Editör Notu: 2 Mayıs 2023 tarihinde Tomorrow City’de yayımlanan “Hyperlocal Growth: A New Form of Urban Planning” başlıklı yazı İLKE Analiz okurları için Elif Sağır tarafından tercüme edildi. Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve İLKE Analiz’in editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Görsel: Palmanova, İtalya. (Ulderica da Pozzo / Archive PromoTurismoFVG)

0 yorum

Diğer Yazılar