Giriş
Avrupa’da İslam ya da Avrupa’nın İslam’ı, hangisi doğru bir tanımlamadır? Avrupa ve İslam tarihsel ve mekânsal bağlamda birbirinden bağımsız mı gelişmektedir? Sunar (2022, s. 3) İslam’ı modern Batı kimliğinin bir ötekisi değil, aynı zamanda modern dünya siyasetini inşa eden kurucu özne olarak düşünmektedir. Bu noktadan hareketle bu kavramsallaştırmalar İslam’ı nesneleştirmiyor mu? Avrupa’ya uyum sağlayan bir İslam ya da İslam’a uyum sağlayan bir Avrupa düşüncesi mi inşa edilmektedir? Bu soruların cevabının belirsizliği bugün günümüzün de dikkat çeken problemlerinden biri olan kamusal alan pratiklerinde yaşanmaktadır. Peki bu bağlamda Avrupa’daki Müslüman gençlik derneklerinin kamusal alandaki temsiliyetleri nasıldır?
Bu analiz Avrupa ve İslam’ın kamusal alandaki ilişkisini anlamlandırmayı ve Avrupa’daki Müslüman gençlerin bu ayrımdaki konumunu tespit etmeyi amaçlamaktadır. Çalışmanın ilk kısmında kamusal alan ve İslam arasındaki ikilemler değerlendirilecektir. İkinci kısımda Avrupa’nın Müslüman gençlere yönelik politikaları analiz edilecektir. Son kısımda Avrupa’da oluşturulmuş kamusal alanda Müslüman derneklerin gençlik çalışmalarının niteliğine yer verilecektir. Bu bağlamda gençlik çalışmaları üzerine odaklanan Avrupa’daki Müslüman derneklerin etkisi tartışılacaktır. Bu çalışmayla Müslüman gençlere yönelik kamusal alandaki politikalar irdelenecektir. Müslüman gençlerin Avrupa’daki rolünün ve problemlerinin göz ardı edilmemesi gereklidir.
Kamusal Alan Tartışmalarında İslam
Kamusal alan yurttaşların bir arada bulunabildiği ve düşüncelerini ifade edebildiği ortak bir zemin olarak tanımlanabilir. Kamusal alan tartışmalarının merkezinde “diyalog” kavramı yer almaktadır. Kamusal alanla ilgili meselelerde din, dil, ırk ve cinsiyet merkezli problemlerin sınırları tartışılmaktadır. Bu bağlamda din ile ilgili sınırları çözüme kavuşturamayan Müslümanlar ve Avrupa devletleri arasında özellikle bu sınırlar güvenlik ile ilişki kurularak açıklanmaktadır.
Göle, kamusal alan tartışmalarının giderek günümüzde önem kazanmasını iki nedene bağlamaktadır. İlk olarak Batı toplumlarında çoğulculuk ilkesinin demokrasi tartışmalarında yerini bulmasını belirten yazar, ikinci neden olarak Habermas’ın kamusal alan teorisinde “çoğulculuk” ilkesini göz ardı etmesi ile düşünürlerin demokrasi ve çoğulculuk ilişkisini incelenmeye başlamasını önesürmektedir (Göle, 2013, s. 8). Bu noktada kamusal alanda etkili olan unsurlar ve aktörler de tartışma konusu haline gelmiştir. Bir başka mesele ise modernizm tartışmalarıdır. Modernizmle birlikte kamusal alan dönüşüm geçirmiştir. Modernizm düşüncesine göre kamusal alanda hâkim unsur “rasyonel akıl”dır. Rasyonel akıl aracılığıyla pratiklerin yürütüldüğü bir alanda din irrasyonel olarak görülmektedir. Bu ayrım kamusal alanın sekülerleşmesinin yanı sıra dinin “kişisel bir tercih” olarak algılanmasına yol açmıştır (Uluç, 2011, s. 358). Böylece din özel alanla daraltılmıştır. Ancak Müslümanların kamusal alandaki problemleri helal yemekten, eğitime ve siyasete kadar uzanan ve özel alanla sınırlandırılamayacak kadar geniş bir perspektifi barındırmaktadır.
Göle (2013, s. 14) İslami hareketlerin Batı’nın aksine kamusal alanı kadını merkeze alarak şekillendirdiğini ve kamusal alanın toplumun ahlaki yapısına yönelik tartışmalar üreterek geliştiğini düşünmektedir. İslami kamusal alanın “kadının görünürlüğü” ve erkek ve kadının toplumsal iletişimi üzerine kurulduğunu söylemektedir (s. 24). Göle, İslamcı hareketlerin ve İslami kamusal alanın sınırlarını dar çizmektedir. Şu belirtilmelidir ki Avrupa’daki kamusal alan tartışmalarında da “Müslüman kadın kimliği” Göle’nin anlayışı doğrultusunda şekillenmektedir.
Avrupa’nın Müslüman Gençlere Yönelik Politikaları
Kamusal alan ve demokrasi ile oluşturulan ilişkide “ortak bir alan” ve “ortak bir dil” inşa edebilmesi hedeflenmektedir (Göle, 2013, s. 10). Bu bağlamda Avrupa devletleri, entegrasyonu hedefleyen projeler geliştirmektedir. Bu projelerden biri olan “Avrupa İslamı”nda, ortak bir yaşam düşüncesi merkeze alınarak kültürel ve ahlaki entegrasyonun sağlanması amaçlanmaktadır. Avrupa devletleri bu projelerde özellikle gençlere odaklanmaktadır. Avrupa Komisyonu’nda 2004-2008 döneminde görev almış olan Franco Frattini, gençlere nefret ve şiddetten uzak bir eğitim anlayışının sağlanacağı ve Müslümanlarla ortak eğitim ve toplumsal kurumlar inşa etmeyi ve Avrupa’nın bu toplumu oluşturmayı hedeflediğini söylemektedir (DW, 2007). Böylece Avrupa devletleri “Avrupa İslam’ı düşüncesiyle kamusal alanda Müslümanların dönüşümünü sağlayacak ve yeni aktörlerle iş birliği ve uyum sağlayacaktır. Bu noktada şu tartışma görmezden gelinmemelidir: Bu yeni aktörlerle oluşturulmak istenen İslam kimi temsil edecektir? Avrupa’da birtakım İslami hareketlerin bu bağlamda kendilerini nasıl tanımlayacakları da bir belirsizliğe neden olmaktadır. Bu İslam anlayışı Avrupa kimliğinin merkeziyetçiliğini ön plana çıkartmaktadır.
Avrupa İslam’ı düşüncesini destekleyen ve Habermas geleneğinin takipçilerinden olan Bassam Tibi ise İslamcılığın İslam’dan farklı bir çerçeve sunmasından dolayı “İslam” üzerinden bir düşünce geleneğinin inşa edilmesini ve Müslümanların İslam, modernite ve demokrasi ile kuşatıcı bir birikim oluşturmasını söylemektedir (USHMM, 2007). Dolayısıyla Tibi “rasyonalite” üzerinden bir Avrupalı Müslüman kimliği inşa edilmesini hedeflemektedir. Genç nüfusun Avrupalı Müslüman kimliğini şekillendirdiği aşikardır.
Pew Araştırma Merkezi’nin yaptığı araştırmaya göre (2017) Avrupa’daki 0-29 yaş grubundaki Müslümanlar %50’lik bir orana sahip iken Müslüman olmayan 0-29 yaş grubu %32’ lik bir orana sahiptir. Bununla birlikte 75 yaş üzeri kısımda Müslümanlar %1’lik bir dağılıma sahip iken, Müslüman olmayanlar %10’luk bir kısmı temsil etmektedir. Bu iki sonuç göstermektedir ki Müslüman genç nüfus Avrupa’da artmakta ve Müslüman olmayanlar yaşlanan kısımda yer almaktadır. Bu sebeple Avrupa’daki Müslüman genç nüfusun kamusal alanla ilgili problemleri ve değerleri göz ardı edilmemelidir.
Şekil 1. Avrupa’daki Müslüman ve Müslüman Olmayan Nüfusun Oranları
Kaynak: PEW Araştırma Merkezi (2017)
Son dönemlerde özellikle İslamofobi üzerine tartışmalar artmıştır. Müslümanlar devlet merkezli ayrımcılıklara ve toplumsal dışlanmalara da maruz kalmaktadır. Örneğin Fransa’da 2004 yılında devlet okullarındaki öğrencilerin herhangi bir dinsel sembol taşıması yasaklanmıştır (Yıldız, 2019). Bununla birlikte Müslüman kadının kamusal alanda görünümü üzerine de sınırlamalar getirilmektedir. Örneğin Fransa’da 2010’da, Belçika’da 2011’de, Danimarka ve Hollanda’da 2018 yılında kamusal alanda “güvenlik gerekçesiyle” burka ve peçe giyilmesi yasaklanmıştır (Yıldız, 2019).
Avrupa devletlerinin kamusal alanda gençlere yönelik politikalarında Avrupa kimliğine uyumu sağlama, radikalleşmeyi ve ayrımcılığı önleme politikaları hakimdir. Nitekim bu üç politika anlayışı kamusal alan pratikleriyle ve eğitim aracılığıyla geliştirilmektedir.
Avrupa’daki Müslüman Derneklerin Gençlik Faaliyetleri ve Çalışmaları: Bir Örnek Olarak Almanya
Avrupa’daki Müslüman gençlik çalışmalarında ve örgütlenmelerinde Millî Görüş Hareketi ve Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) ön plana çıkmaktadır. Bu analizde Almanya’daki Müslüman gençlik dernekleri üzerinden bir değerlendirmede bulunulacaktır. Almanya, Müslüman derneklerle kurduğu bağlar ve gençlere yönelik politikalarla “Avrupa İslam kimliğini” inşa etmeye çalışmaktadır.
Almanya Müslüman gençlere yönelik eğitim alanında politikalar geliştirmektedir. 2010 yılında İslami teoloji kürsüleri kurmuştur ve böylece Alman okullarında okuyan Müslüman öğrencilere İslam dini dersini verebilecek öğretmenler yetiştirmeyi hedeflemektedir (Dilek, 2020, s. 131). Böylece kendi imamlarını yetiştirerek Alman devlet ideolojisini güçlendirebilecektir.
Almanya eğitim ve sosyal faaliyetler alanında Müslüman öğrencilerle ilişkisini güçlendirmek için toplum içerisinde değer gören cemaatlerle iş birliği yapmaktadır. 2006 yılında Almanya, İslam Konferansı düzenlenmeye başlamıştır. 2010 yılında düzenlenen konferansta “imamların ve Müslüman din adamlarının Alman yüksek okullarında eğitim alması, kadın-erkek eşitliği ve aşırılığın önlenmesi” olmak üzere üç hedef belirlemiştir (DW, 15 Mayıs 2010). Bu bağlamda hedefler incelendiğinde, Almanya’nın Müslümanların problemlerinden ziyade “Alman İslam”ı anlayışı güçlendirmeyi amaçladığı görülmektedir. Konferansta Müslüman olanlar ve olmayanlar üzerinden “bir ortak kimlik” anlayışı oluşturulmamış ve İslam’ın çerçevesi, İslami hareketler ve Müslümanların pratikleri görmezden gelinmiştir. Bununla birlikte Müslüman derneklerin ve İslami cemaatlerinin önemli bir sorunu da “Kamu Hukuku Kurumu” statüsüne erişememeleridir ve şu ana kadar sadece Hessen eyaletinde bulunan Ahmediye cemaati bu statüyü kazanabilmiştir (Dilek, 2020, s. 131).
Kamusal alanın önemli ilkelerinden biri de temsiliyettir. Almanya’da Müslüman Yaşam Projesi’ne göre 16 yaş ve üzerine Müslüman organizasyonların temsiliyetleri sorulmuştur. Buna göre %37.8’lik kesim organizasyonları bilmemekte ve %19.5’lik bir kesim ise hiçbir organizasyonun Müslümanları temsil ettiğini düşünmemektedir (Pfündel, Stichs ve Taniş, 2021). Nitekim bu veri derneklerin yeteri kadar tanınır olmadığını göstermektedir.
Şekil 2. Almanya’daki Müslümanların Müslüman Organizasyonları Temsiliyet Açısından Değerlendirmesi
Kaynak: Pfündel, K., Stichs, A. ve Tanis, K., Executive Summary of the study Muslim Life in Germany (2020, 2021)
Müslüman gençler, geleneksel düşünceler etrafında şekillenen ve herhangi bir cemaate bağlı olmayan derneklerde ve sosyal medyada bir araya gelmektedir. Özellikle Müslüman dernekler, eğitim ve sosyal meselelere odaklanmaktadırlar.
Balkanlarda yer alan İslami Gençlik Forumu (Forumi Rinor Islam) Almanya- Bremen’de de faaliyetlerini sürdürmektedir ve “Gençlik Mozaik Platformu” altında öğrencilere kişisel gelişim öncelikli olmak üzere birçok konuda çalışma organize etmektedir. Türkiye merkezli bir kuruluş olan DİTİB’e bağlı “Almanya Müslüman Gençlik Federasyonu” 2014’te kurulmuştur ve şu anda en fazla üyeye sahip kuruluş olarak kendini göstermektedir. Diğer etkin geleneksel İslam hareketlerinden biri olan Milli Görüş Hareketi ırkçılık, diyalog, şehirleşme ve birçok konuda üniversite öğrencileriyle bir araya gelmektedir. Bu üç kuruluş özellikle gençleri kişisel gelişim alanında güçlendirmeyi ve din ve kültür kimliğinden kopmamalarını sağlamayı hedeflemektedir.
2010 yılında kurulan Almanya Müslüman İzciler Derneği (BMPPD) 7- 21 yaş arasındaki gençlere izcilik eğitimi vererek hem liderlik eğitimi kazandırmayı hem de gençlerin diğer kültürlerle diyalog kurmasını hedeflemektedir. Almanya’daki Adanmış Müslümanlar (EMD) derneği ise Şii Müslüman gençlerin diyalog kurması için çalışmalarını sürdürmektedir. Bu dernek Bölgesel Eğitim, Entegrasyon ve Demokrasi Merkezinin (RAA Berlin) desteğini alan “Müslüman Gençlik Çalışmaları”nın üyesidir. Bu dernekler Almanya’nın politikalarını desteklemekte ve entegrasyonu güçlendirmeye çabalamaktadır. Ayrıca aidiyet, diyalog ve kişisel gelişim meselelerine odaklanmalarının yanı sıra bir “ağ” oluşturmaya çalışmaktadır. Bu dernekler Almanya, Türkiye ve Balkan ülkeleri tarafından desteklenmektedir. Müslüman gençlik derneklerinin Müslüman gençlerin tercihlerini ne kadar dikkate aldığı ise bir başka sorunsaldır. Bununla birlikte Müslüman gençlik derneklerinin, Müslüman gençliğin ne kadarına ulaşabildiğine dair bir veriye ulaşılamamıştır.
Her ne kadar Almanya ve Müslüman dernekler eğitim politikalarıyla güçlü bir ilişki kurmaya çalışsa da Müslüman gençler farklı bir yönelim izlemektedir. Hristiyan Demokrat Birlik’e yakınlığı ile bilinen Konrad Adenauer Vakfı, Müslüman gençlerin yönelimlerini değerlendiren sempozyumda Dautschke (Aktaran: DW, 16 Aralık 2010) gençlerin geleneksel akımlara katılmak yerine sosyal medya üzerinden kendi gruplarını oluşturduğunu, Müslüman örgütlerin çalışmalarını eleştirdiğini ve İslami, toplumsal ve siyasi meseleler hakkında fikir beyan ettiklerini söylemiştir. Sonuç olarak Müslüman derneklerin, gençliğe yönelik politikalarını yeniden gözden geçirmesi ve yeni doğan kamusal alanlarla ilişkisini güçlendirmesi gereklidir.
Kaynakça
DW (2010, 15 Mayıs). “Almanya’nın açılımı: İslam Konferansı”
DW (2010, 16 Aralık). “Müslüman Gençlerin Tercihleri”
https://www.dw.com/tr/m%C3%BCsl%C3%BCman-gen%C3%A7lerin-tercihleri/a-6349357
Dilek, A. Y. (2020). Avrupa’daki Müslümanlar ve Avrupa İslamı. Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 20(1), 124-137.
Leloğlu, D. (2007, 13 Temmuz). “Avrupa İslamı’nın inşasında Türkiye’ye rol” https://www.dw.com/tr/avrupa-i%CC%87slam%C4%B1n%C4%B1n-in%C5%9Fas%C4%B1nda-t%C3%BCrkiyeye-rol/a-2681273
Göle, N. (2013). İslam’ın Yeni Kamusal Yüzleri: İslam ve Kamusal Alan Üzerine Bir Atölye Çalışması. Metis Yayınları, İstanbul.
Pfündel, K., Stichs, A., Tanis, K. (2021). “Executive Summary of the study Muslim Life in Germany 2020” https://www.ssoar.info/ssoar/bitstream/handle/document/75547/ssoar-2021-pfundel_et_al-Executive_Summary_of_the_study.pdf?sequence=1&isAllowed=y&lnkname=ssoar-2021-pfundel_et_al-Executive_Summary_of_the_study.pdf
Pew Research Center (2017, 29 Kasım). “Europe’s Growing Muslim Population”
Sunar, L. (2022). “Modern Sosyal Teoride İslam’ın Yeri”, Müslüman Dünyada Çağdaş Düşünce, Cilt 8, ss. 1-25
Uluç, Ö. (2013). Kamusal Alanda Din. Yarın Yayıncılık, İstanbul.
United States Holocaust Memorial Museum (USHMM). (2007, 29 Mart). “Bassam Tibi”
https://www.ushmm.org/antisemitism/podcast/voices-on-antisemitism/bassam-tibi-tr
Yılız, Z. (2019, 26 Haziran). “Avrupa’da başörtüsü ve peçe yasağını hangi ülke nasıl uyguluyor?”.Euro News
https://tr.euronews.com/2019/04/28/avrupa-da-basortusunu-burkayi-ve-nikabi-yasaklayan-ulkeler