COVID-19 Sonrası Eğitimde Değişimin Yansımaları - İLKE Analiz

COVID-19 Sonrası Eğitimde Değişimin Yansımaları

İmran Bayrakdar

COVID-19 salgınıyla birlikte yaşanmaya başlayan değişimler ve gelişimler, bireysel ve toplumsal değerleri yeniden şekillendirmiştir. Dünyayı ve ülkemizi de derinden etkileyen COVID-19 salgını birçok alanda olduğu gibi eğitim alanında da değişimlere ve dönüşümlere sebebiyet vermiştir. Bu değişim ve dönüşümler, mevcut eğitim sistemimizi yeniden kurgulamamız ve yeni bir eğitim sistemi oluşturmamız gerektiğini düşündürmektedir. Eğitim sisteminin ve toplumun getirdiği yüzyıllık değer yargıları artık kabul edilemez olmuştur. Meydana gelen bu değişim; öğrencileri, öğretmenleri, okul yöneticilerini ve velileri etkilemiştir.

Teknolojinin hızlı değişimi, bilginin hızlı akışı, geleneksel sınıf ortamından sanal sınıf ortamına geçiş, özerk öğrenme yöntemleri, dört duvar arasına girmek istemeyen okul paydaşları oluşturmuştur. Okul artık içinde yaşama, var olma, oraya ait olma ihtiyaçlarına cevap verememektedir. Eğitim yöntemlerinin ve ortamlarının üzerine düşünülmesi ve önlemler alınması gerekliliğini orta koymaktadır. Yeniden bir eğitim felsefesi inşa etmek; bilginin hazzına ulaşabilmek, bilmeyi istemeyi ihtiyaç gibi hissetmek. Okul ortamında merakı yaşatmak ve geliştirmek. Bilgiyi aktarandan dinlemek ve notlar tutmak yerine onun bir parçası olduğunun farkındalığını sağlamak. Değişen ve dönüşen toplumun haz odaklı çocukları için gerekli kılıyor.

Salgınla birlikte okulda ve paydaşlarında neler değişti? Salgınla birlikte gözlemlenen en büyük etki; yenilikleri içselleştiremeden maruz kalmak, kuşak çatışmalarının boyut değiştirmesi, benmerkezcilik, bir buçuk yıllık eğitim ve öğretim yaşantılarının kesintiye uğramasıdır. Bu perspektiften baktığımızda;

İçselleştiremeden Maruz Kalmak:

  • Geçirdiğimiz bir buçuk yıllık süre içerisinde internet ve sosyal medya gücüyle birçok insanın değer yargıları başka insanların hayatlarına anlamlandırmalarına fırsat tanımadan empoze edildi. Aynı anda yüzlerce insan, saati, uygunluğu, yeterliliğine bakılmaksızın sanal ortam dahi olsa evimizin orta yerine getirilmiş oldu. Ortak sorun, tanımlayamadığımız yeni bir sanal dil oluştu.
  • Salgın süresince okuldan ayrı kalan öğrencilerde sorumluluk, iç disiplin gibi gelişimlere ket vuruldu. Sorumluluk alanı sınırlanan çocuk, ebeveynleri tarafından bu süreçte yalnız bırakılınca okula döndüğünde yeni başlangıçlara zorlanması, uyum sağlamada güçlük yaşamasına neden oldu. Okulda nasıl davranılır? Öğrenci olarak görev ve sorumluluklarım neler? Çocuklar da doğru-yanlış, iyi-kötü arasındaki farkı anlamadan maruz kaldıkları değerler silsilesi oluştu. Değer neydi? Önceki kuşaklar için okul öğrenmenin ve ilerlemenin saygının yegâne yoluydu. Bugün ise okul bir amaçtan ziyade bir araca dönüştü.
  • Öğretmen, veli, okul yöneticisi bağlamında baktığımda gördüğüm şu ki; kuşak çatışmalarımız bile farklılaştı. Eskiden sokak, ev, okul arasındaki değerler alanında yaşayan (öğretmen, veli, okul yöneticilerinin). Dünyanın değerini anında gören çocuklara ulaşamaması, yaşadıklarına yabancı olması, sürekli olarak kendi anıları üzerinden ( benim zamanımda öğrenci olmak…) gidip yeni olanla başa çıkamaması sorunu meydana geldi. Salgın döneminde uzaktan yaptığımız derslerde ulaşabilirlik ve velinin sosyo-ekonomik yapısını düşünerek notlar üzerinde yapılan yükseltmeleri, salgın sonrasında da velinin birinci önceliği haline geldi.
  • Öğretmen de bu değişen yeni zihinleri, okul araç gereçlerini ve bir anda değişen eğitim metodolojisini kabullenmek zorunda kaldı ve uygulamakta yaşadığı problemler zinciriyle baş etmekte zorlandı.

COVID-19 süreci; ebeveynlere, öğretmenlere, okul yöneticilerine küresel bir öğrenme yöntemi olabileceğini ortaya koydu. Salgınla birlikte eğitim sistemimiz değerler kavramının farkındalığının yeniden oluşumunu sağladı. Küresel yaşanan salgınla Milli Eğitim Bakanlığı’nın sivil toplum kuruluşlarının,  öğretmenlerin, okul yöneticilerinin düşüncelerini önemseyerek özgünlükleri içeren kapsayıcı, birleştirici, kültürel değerlerle bezenmiş şekilde hazırlayacağı eğitim politikaları, yeni bir yön için belirleyici olacaktır.  Dün güzeldi, fakat bu gün değişiyoruz ve değişmeye devam edeceğiz. Bu günün ve yarının eğitim sistemi için yenilikçi öğrenme ortamları düşünülmeli, planlanmalı ve tasarlamalıyız. Dünden ders almamız, bugünü yaşamamız, yarını planlamamız gerekiyor, geleceğin çok boyutlu gören çocuklarına.

Mevlana’nın dizelerinde geçtiği gibi

Dünle beraber gitti, cancağzım,

   Ne kadar söz varsa düne ait

   Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.”

0 yorum

Diğer Yazılar