Kültür endüstrisinin telif haklarına dayalı faaliyet gösteren yayıncılık sektörü, gerçek anlamda endüstrileşmesini tamamlamış ve bir değer zinciri yaratmış diğer kültürel sektörlere nazaran etkili bir değer zinciri oluşturduğu söylenemez. Böylesi bir değer zinciri için Ar-Ge, tasarım, üretim, pazarlama, dağıtım ve satış sonrası faaliyetlerin tam ve kusursuz işlemesi gerekmektedir. Tüm bu iş ve süreçler için sektör paydaşları ve kamu üzerine düşeni birlikte yerine getirebilirse, sorunlar çözülebilir ve yayıncılık sektörünün krizde olduğu bu kritik zamanlar en az hasarla atlatılabilir.
Türkiye’nin iklim şartları, selüloz üretiminin ana girdisi endüstriyel ormanlar için maalesef uygun değildir. Sektörün ihtiyaç duyduğu kâğıdın önemli bir kısmı yurt içinden temin edilememektedir. Bu sebeple son yıllarda meydana gelen döviz kurundaki dalgalanma kâğıtta dışa bağımlı olan yayıncılık sektörünü önemli ölçüde etkilemiştir. Ayrıca pandemi süreciyle birlikte tüm dünyada yaşanan tedarik zinciri sorunu sektörün ihtiyaç duyduğu hammadde fiyatlarını arttırmıştır. İhtiyacı karşılamak için ithal edilen kâğıtlara, fabrika çıkış fiyatlarından başlayarak büyük fiyat artışları gelmiş durumdadır. Durum bu merkezdeyken ithal kâğıda ilave gümrük vergisi uygulanması yayıncının temel hammaddesi kâğıdın fiyatını biraz daha artırmaktadır.
Eylül 2021’den bugüne dolar ve avroda meydana gelen kur hareketliliği, kâğıt fiyatlarında olağanüstü artışa neden oldu, yayıncılık sektörünü olumsuz etkiledi. Sektörde kullanılan kâğıt fiyatları ton bazında Eylül 2021/Şubat 2022’de karşılaştırmalı olarak şöyledir:
Eylül 2021 | Şubat 2022 | |
İç Kâğıt | 775 Euro | 975 Euro |
Kuşe Kâğıt | 950 Euro | 1600 Euro |
Bristol | 1000 Dolar | 1800 Dolar |
Birinci Hamur | 1000 Dolar | 1750 Dolar |
Yayıncılık sektöründe yaşanan başta kâğıt sorunu olmak üzere diğer sorunlar için kısa ve orta vadede hayata geçirilmesi önerilen başlıklar şöyle özetlenebilir:
Kısa Vadede Yapılması Gerekenler
- Kâğıt, yayıncılık sektörünün en temel girdisidir. Matbaacılar kitap iç kâğıtlarını %8 KDV ile, kapak kağıdını %18 KDV ile almakta, yayıncılara kâğıt dahil baskı faturasını %18 KDV ile kesmektedir. Fakat yayıncılar kitapları KDV’siz satmaktadır. Birçok yayıncı bu duruma çare olarak matbaacılarla telif sözleşmesi devri, baskı faturasını ayrı, kâğıt faturasını ayrı kestirme gibi kanuni çerçevede işlem görmek adına, meşakkatli yollara başvurmasına rağmen yayıncılarda yüklü miktarda KDV stoku oluşmaktadır. Yayıncıların biriken KDV stoku gecikmeksizin iade edilmelidir. Kitap kâğıtlarında uygulanan KDV kaldırılmalıdır. Büyük oranda ithal edilen kâğıtta yayıncılara sübvansiyon uygulanmalıdır.
- Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın halk kütüphanelerine yapacağı kitap alımlarının bütçesi arttırılmalı, yayıncılardan halk kütüphanelerine kitap alımı yapılmalıdır.
- Milli Eğitim Bakanlığı’nın başlattığı “her okula kütüphane” kampanyasında okul kütüphanelerinin bağış yoluyla değil bütçe ayrılarak kurulması temin edilmelidir.
- Yayıncılık sektörüne özel, uzun vadeli krediler imkânları oluşturulmalıdır.
- Mevzuatta “atık kâğıt” yerine metal hurdasında olduğu gibi “hurda kâğıt” ifadesi kullanılmalı, Çevre Katkı Payının hurda kâğıtların CIF bedeli %0,5 olarak uygulanmalıdır.
- Basılı kitaplarda olduğu gibi farklı okuma ihtiyaçlarını karşılayan e-kitap, sesli kitap, veri tabanları, eğitim portalları ve diğer hibrit çözümlerin üretiminin yaygınlaşması için bu yayınlardan da KDV’nin kaldırılmalıdır.
- Sosyal medya içerik üreticilerine KDV istisnası ve %15 gelir vergisi uygulanırken; yazar, çevirmen, editör ve illüstratörlerden %17 gelir vergisi ve %18 KDV uygulaması adil değildir. Bu konuda yazar, çevirmen, editör ve illüstratörlere muafiyet getirilmelidir.
- Kültür taşıyıcımız olan kitabevlerinin, e-ticaret firmalarıyla rekabet edebileceği adil bir ticari ortam hızla düzenlenmeli, e-ticaret firmalarının uyguladığı yıkıcı indirimlere izin verilmemelidir. Konuyla ilgili serbest ticaret elbette öncelenmelidir ancak yıkıcı serbest ticareti önleyici mevzuat düzenlemeleri yapılmalıdır.
- Ülkenin her köşesinde kitabevlerinin açılmasını özendirici teşvikler getirilmeli, kitabevlerine belirli bir süre vergi ve sigorta muafiyeti tanınmalıdır.
- Sektörde ağır kayıplara neden olan basılı ve dijital korsan yayın-dağıtımla mücadelede hızla sonuç alıcı adımlar atılmalıdır. Dijital korsanla mücadele için gerekli kanuni düzenlemeler yapılmalıdır. Yayıncıları yıllardır derinden etkileyen “korsan kitap” konusunda gerek İTO’nun, gerek STK ve meslek birliklerinin çabaları, gerekse emniyet güçlerinin yakın takibi ile bu tür kitapların yayınlanması ve satışının önemli ölçüde önüne geçilmiştir. Konu ısrarla ve kararlılıkla takip edilmelidir.
- Korsanla mücadelenin en önemli finansal kaynağı YAYFED kanalıyla satılan bandrollerden korsanla mücadele için meslek birliklerine aktarılan bütçedir. Bu bütçe daha etkin mücadele ve meslek birliklerinin varlıklarını devamı için arttırılmalıdır.
Orta ve Uzun Vadede Yapılması Gerekenler
- Kitap kâğıdı ve hammadde tedarikinden dışa bağımlılıktan kurtulmanın önlemleri alınmalıdır. Kâğıt endüstrisinin ülkemizde tekrar ayağa kaldırılması için gerekli yatırım ve teşvikler hızla hayat geçirilmelidir.
- Kamu kuruluşları ve yerel yönetimler; kültürel, sanatsal ve bilimsel üretimi destekleyici görev üstlenmeli, yayınevlerinin rakibi olmamalıdır.
- Öğretim programları, eğitim araç gereçleri ve tüm eğitim ortamları okuma kültürünü destekleyecek ve geliştirecek şekilde, çocuğun ve gencin gelişim evrelerine uygun olarak yeniden düzenlenmelidir.
- Devlet desteklerinden yararlanacak KOBİ statüsündeki yayıncıların destek tutarları direkt olarak firmalara aktarılmalıdır.
- Türkiye Floransa Anlaşması ve Nairobi Protokolü’ne taraf olmalıdır. Destekleyici politika önlemleri için hukuki çerçeveler oluşturan Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), 1950 yılında Floransa’da kabul edilen anlaşma, ardından 1976 yılında Nairobi’de kabul edilen protokol (Eğitsel Bilimsel ve Kültürel Malzemelerin İthaline İlişkin Floransa Anlaşması ve Nairobi Protokolü) ile tadil edilen ve tamamlanan Eğitim, Bilim ve Kültür Materyallerinin İthali hakkında Anlaşma ile destekleyici politika önlemleri içeren önemli bir hukuki çerçeve oluşturmuştur. Türkiye Floransa Anlaşması ve Nairobi Protokolü’ne taraf olmadığı için, Anlaşma ve Protokol’e taraf ithalatçı ülke veya ülkeler, Türkiye’den kültürel nitelikte kitap vb. materyalleri ithal ettiklerinde Anlaşma ve Protokol’ün sağladığı KDV gibi vergi indirimlerinden faydalanamamaktadır. Bu durum sektörün uluslararası pazarda rekabet edebilirliğine engel olmaktadır.
- Ticaret Bakanlığı’nın 2015/8 sayılı tebliğiyle yayıncılık sektörüne yönelik pazara giriş desteği kapsamında eserlerin (beş dilde) yabancı dile çevirilerinin %50 oranında desteklenmesi, ayrıca yayın sektörünün prestijli fuarları olan Londra, Bologna ve Frankfurt’a ek olarak Ticaret Bakanlığı’nın listesindeki fuarlara ve Türkiye’nin odak ülke veya onur konuğu olduğu kitap fuarlarına bireysel katılım destek üst limiti yükseltilmelidir.
- Okuma alışkanlığını oluşturmak ve artırmak amacıyla gerçekleştirilecek projelerin sayısı ivedilikle arttırılmalı, konuyla ilgili bakanlıklar ve mahalli yönetimler projeler geliştirmelidir.
- Yurt içinde uygulanan stopaj oranı yurt dışı transferlerinde olduğu gibi %10’a indirilmelidir.
- Telif gelirlerinin tanımı 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK)’ndaki eser sahibi ve komşu hak sahipleri tanımıyla sınırlandırılmalıdır.
- Öğrencilere ücretsiz verilen; ders kitapları, yardımcı kaynak kitaplar ve kırtasiye ürünleri, kitabevi veya kırtasiye gibi sektör işletmelerinden kupon karşılığında dağıtılmalıdır. Bu durum bağımsız kitabevleri ve kırtasiyelerin hayatiyetini devam ettirmeleri açısından elzemdir.
- Kütüphanelerin daha göz önünde olması, toplumsal işlevselliğinin arttırılması ve kitap okumanın özendirilmesi amacıyla etkin sloganlı kampanyalar düzenlenmelidir.
- Çocukların kitap okuma bilincini erken yaşta kazanması için yaşam ve eğlence alanlarına yakın veya AVM’lerin içindeki oyuncak evi, kitabevi, kitap kafe türü işletmeler vergi, SGK muafiyeti gibi teşviklerle desteklenmelidir.
- Kitap fuarlarına ziyaretçi katılımını arttırmak için fuar açılışlarından en az 1 hafta önce yazılı, görsel, işitsel ve dijital medyada reklam kampanyaları başlatılmalı, kitap fuarı organizasyon firmalarına bu kapsamda vergi indirimi gibi devlet destekleri verilmeli, böylelikle pazarlama için daha fazla bütçe ayırmaları sağlanmalıdır.
- Yayıncı ve matbaacıların iş amacıyla AB’ye seyahat edenlerinden vize başvurularında daha az belge istenerek uzun vadeli ve çok girişli vize alabilmeleri konusunda Avrupa Birliği nezdinde girişimde bulunulmalıdır.
- Geniş katılımlarla yapılan 3. Millî Kültür Şûrası ve 6. Ulusal Yayın Kongresi’nden çıkan sonuçlar ciddiyetle takip edilmelidir.
Son söz olarak söylenebilir ki, bir çeşit kamu hizmeti yapan yayıncılık sektörü, stratejik olarak desteklenecek sektörler listesine alınmalı, devlet teşvik ve destekleri arttırılmalıdır. Sektöre yükselen hammadde ve telif maliyetleri için acil ek kaynak sağlanmalıdır. Sektör bu kritik zamanları, kamu-özel iş birliğiyle atlatılabilir. İş birliği yapılmazsa birçok yayıncının yeni dergi ve kitapları basamaz hale geldiğine, yayıncıların artan baskı maliyetlerinin yanı sıra diğer giderlerde karşılaştıkları fahiş maliyetleri basılı eserlere yansıtamadığına ve en istenmeyenle karışılacağımıza yani birçok yayınevinin kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağına şahit olabiliriz.