10 Nisan 2022 itibariyle Pakistan’ın gündemini haftalarca meşgul eden siyasi kargaşa önemli ölçüde dinmiş oldu. Pakistan Yüksek Mahkemesi’nin 9 Nisan’da oylama yapmak için 7 Nisan’a kadar olan son tarihin eşiğinde, Pakistan Ulusal Meclisi Başkanı ve Başkan Yardımcısı, ülkenin Başbakanı Imran Khan’a (şimdi eski başbakan) karşı güvensizlik oyu vermeden mahkemenin kararına saygısızlıktan kaçınmak için istifa etti. Pakistan Müslüman Birliği’nden [Pakistan Muslim League (N)] eski meclis başkanı, vekil konuşmacı olarak kürsüde söz aldı. Oylama sona erdi ve muhalefet partileri koalisyonu, Başbakan’ı devirmek için gereken oy barajının 2 oy üzerinde olmak üzere 174 oy topladı ve Imran Khan, ülke tarihinde güven oylamasıyla görevden alınan ilk başbakan oldu.
Pakistan, başbakanın devlet başkanı olduğu parlamenter bir hükümet biçimini benimsiyor. Pakistan Ulusal Meclisi, 272’si doğrudan seçilen 342 milletvekiline ev sahipliği yapmaktadır. Kalan 70 koltuk, 60’ı kadınlara ve 10’u gayrimüslimlere ayrılmıştır. Bu kompozisyonla, en az 172 üyeden destek alan parti veya koalisyon meclisin liderliğini üstlenir ve ülkenin parlamenter sisteminde hükümetin başı olan başbakanı belirler. 2018 yılındaki son seçimlerde Imran Khan’ın da partisi olan Pakistan Adalet Hareketi [Pakistan Tehreek-e-Insaf (PTI)], mecliste 155 sandalye ile seçimi kazandı ancak hükümeti kurmak için gerekli olan sandalye sayısından 17 eksik ile barajın altında kaldı. PTI, iktidar ittifakını oluşturmak için MQM, PML-Q, BAP, GDA, AML, JWP gibi bazı küçük partiler ve bazı bağımsız adaylarla koalisyon yaptı.
Pakistan Anayasasının 95. maddesi meclis üyelerine Başbakan aleyhine güvensizlik oyu verme hakkını tanımaktadır. Meclis’in İş Yapma Kural ve Usullerine göre, Meclis başkanı talep edilen oturumu, talebin Ulusal Meclis Sekreterliği’ne sunulmasından sonraki en geç 14 gün içinde düzenlemek zorundadır. Mecliste İş Yapma Usul Kuralları, Kural 37(6)’ya göre, güvensizlik kararı, kararın Ulusal Meclis’e taşındığı günden itibaren üç gün geçmeden veya yedi gün geçtikten sonra oylanmayacaktır.
Hükümeti hem ekonominin kötü yönetimi hem de muhalefet liderlerini hapse atmayı hedefleyen ‘yolsuzlukla mücadele’ yönelimi nedeniyle uzun süredir eleştiren muhalefet partileri, sonunda Başbakan İmran Han’a karşı bir gensoru önergesi bildirisi talebi ile birlikte Başbakan İmran Han’ın 08 Mart 2022 Salı günü parlamentonun alt kanadı olan Ulusal Meclis Sekreterliği’nde düzenlenecek olan bir toplantıya çağrılmasını ibraz ettiler. Bu sırada, parlamentoda 162 sandalyeye sahip olan birleşik muhalefet, gelecekte oluşturulacak kilit pozisyonlarda yer almak da dahil olmak üzere çeşitli taleplerin yerine getirilmesine yönelik taahhütler karşılığında, güvensizlik oyu hareketine desteklerini artırmak için Başbakan Imran Khan hükümetinin iktidar ortakları ile müzakerelere başladı. Diğer bir tarafta ise PTI ise, hükümet ortaklarıyla koalisyonunu sağlam tutmak için elinden geleni yaptı. Pakistan’ın en büyük ili olan Pencap’ın yönetimini, Ulusal Meclis’teki 342 sandalyeden sadece 5’ine ve il meclisindeki 371 sandalyenin 10’una sahip olan PML-Q’ya sunacak ölçüde ek faydalar ve pozisyonlar sağlayarak hükümet koalisyonundaki çözülmeleri engellemeye yönelik çalışmalar yürüttü.
Pakistan’daki hükümet krizinde PTI’dan ayrılan milletvekilleri önemli bir rol oynadı. Muhalefet partileri, PTI’dan en az 15-20 üyenin desteğini almayı başararak, güven oylamasında beklenen oylarını yaklaşık 200’e çıkardığına inanıyordu. PTI, bu üyelerin oyları karşılığında muhalefet partilerinden milyonlarca rupi aldığını iddia etti, fakat bu ayrılan tüm üyelerin çürüttüğü bir iddiaydı. Bunlar, 2018 seçimleri öncesinde o zamanki konjonktürün de PTI lehine olduğunu düşünerek bulundukları partiden ayrılıp seçimlere PTI üzerinden katılan kişilerdi. Şimdi ise yeni bir seçimin eşiğinde PTI’dan ayrılmayı tercih ettiler. Bununla birlikte, parti başkanlarına belirli durumlarda parti yönergelerine karşı oy kullanan üyelerin görevden alınmasını talep etme yetkisi veren anayasanın 63-A maddesi uyarınca, karşıt parti ile hareket etmeleri halinde meclisteki koltuğundan edilme tehdidiyle karşı karşıya kaldılar.
İktidardaki PTI koalisyonu, parlamentodaki çoğunluğun kaybedildiğini anlamıştı. Bu nedenle, meclis başkanı önce oturumun toplanma çağrısını sonra da oylamayı geciktirmeye devam etti. 14 gün içinde düzenlenmesi gereken oturum 25 Mart’a ertelendi ve ardından üyelerin gensoru önergesi vermesine izin verilmeden 28 Mart’a ertelendi.
Tüm bunlar yaşanıyorken PTI, 27 Mart’ta başkent İslamabad’da büyük bir miting düzenledi ve burada Başbakan, kendisini iktidardan düşürmeyi amaçlayan ve bu amaç doğrultusunda muhalefetin bir araç haline geldiği bir dış komployu bir mektup vasıtasıyla öğrendiğini iddia etti. Ek olarak Khan, Rusya ve Çin ile ilişkileri derinleştirmenin bir ‘cezası’ olarak ABD’nin iç siyasi aktörlere verdiği destekle birlikte hükümetini devirmeye çalıştığını beyan etti. Imran Khan o anda mektubun içeriğini ve mektubu gönderen kişiyi “uygun bir zamanda” kamuoyuna açıklayacağını belirterek ilginç bir şekilde mektup hakkında kamuoyu önünde daha fazla detay vermekten kaçındı.
Birkaç oturumun ertelemesinden sonra, alt meclis 3 Nisan’da Başbakan Imran Khan aleyhindeki gensoru önergesini oylarken, Hukuk Bakanı Fawad Chaudhry 5. Maddeyi okudu ve muhalefeti devlete karşı sadakatsizlik eylemi ile suçladı. Meclis Başkanvekili, önceden hazırlanmış bir metni okuyarak, önce güven oylamasına izin vermeyerek, ‘dış komplo’nun parçası olduğuna ve bu durumun Anayasa’nın 5. maddesine aykırı olduğuna karar verdi. Başbakan Khan daha sonra Ulusal Meclis’i feshetti ve seçilmiş bir hükümetin muhalefet tarafından devrilme girişiminin boşa çıktığını duyurdu. Başbakanlığa çağrılan Cumhurbaşkanı Arif Alvi, Anayasa’nın 48(1) ve 58(1) maddeleri uyarınca meclisin feshedilmesini onayladı ve ardından başbakan federal kabineyi de feshetti.
Muhalefet, Meclis Başkanı’nın Gensoru oylamasına izin vermeyerek anayasayı ihlal ettiğini ve Muhalefeti yabancı bir komploda fail olmakla suçlamasına yönelik yasadışı ve haksız davranışlarını Pakistan’nın en yüksek mahkemesi olan, Pakistan Yüksek Mahkemesi’ne götürme sözü verdi. Anayasa krizini önlemek için, yüksek mahkeme hakimin kendi takdiri ile ve birkaç gün süren müzakerelerin ardından beş üyeli yüksek mahkeme meclisi, meclis başkan vekilinin güvensizlik oyu reddini feshetti ve Ulusal Meclisin feshedilmesi kararını oybirliğiyle iptal etti. Muhalefet ekibi, meclis başkanının kararının anayasayı yıkmak amacıyla anayasanın 95. maddesinin açık bir ihlali olduğunu iddia etti. Anayasa mahkemesi, Ulusal Meclis Başkanı’na 09 Nisan Cumartesi günü gensoru oylaması yapmak üzere Parlamentonun Alt Meclisi’ni toplantıya çağırması talimatını verdi.
Analistler, meclis başkanının bu seferki gensoru önergesi oylama sürecini daha fazla ertelemeyeceğini ve Anayasa mahkemesinin kararına uymaması halinde yüksek mahkemenin kendisine karşı saygısızlık davalarının açılmasını riske atmamak için anayasaya aykırı hareket etmeyeceğine geniş çapta inanıyorlardı. Ancak günler geçti ve hükümet tarafından iddia edilen komplo teorisi üzerine uzun konuşmalar yapıldı ve çok sayıda güvenoyu soruşturması başlatılması talebi geri çevrildi. Meclis başkanı Asad Qaisar, mahkemenin verdiği sürenin dolmasına tam 15 dakika kala, gensoru önergesine ilişkin oylama sırasında eski meclis başkanı Sardar Ayaz’a koltuğu teslim ederek istifa ettiğini duyurdu. İlginç bir şekilde, muhalif PTI üyelerinden hiçbiri oylama sürecine katılmadı ve böylece meclisten diskalifiye edilmelerini önlendi.
Bu süreç sonrasında Pakistan’daki siyasi krizin yarattığı kargaşa yatıştı ve muhalefet bloğunun İmran Han’ı iktidardan düşürmesi için uzun zamandır bekleyişi, iktidar partisinin tüm anayasaya aykırı taktiklerinin yenilgiye uğraması ve Ulusal Meclis’in başbakana ve parlamento başkanına olan güvensizliğini ifade etmesiyle Cumartesi gece yarısından sonra sona erdi. PTI hükümetinin düşmesi için minimum 172 oya ihtiyaç duyulurken Gensoru önergesi 174 oyla başarılı oldu. PTI üyeleri ise oylama süreci başlamadan önce meclisi terk etti.
PTI ve Imran Khan, yabancı kuruluşların emriyle hareket eden muhalefet partilerinin hükümete diz çöktürdüğü propagandasını pazarlamada başarılı oldu. Ancak muhalefete göre, Khan’ın vatanseverlik “mantrası” işe yaramadı ve Yüksek Mahkeme, anayasayı destekleyerek ve Anayasa’nın sivil bir yönetici tarafından çiğnenmesine izin verilmeyeceğine karar vererek “zorunluluk doktrinini” toprağa gömdü.
Editör Notu: “Mantra” sık sık tekrarlanan bir ifade veya slogan anlamına gelmekle birlikte Budizm ve Hinduizm de sürekli tekrarlandığında ruhani güçlerin uyandırılmasını sağlayan kutsal bir söz olarakta kullanılmaktadır. Yazının İngilizce versiyonuna buradan erişebilirsiniz.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve İLKE Analiz’in editöryal politikasını yansıtmayabilir.