Yükseköğretim ve diğer eğitim kurumları, eğitim ve öğretim programlarında açık öğrenmeyi, ders videolarını, senkron- asenkron ders anlatımları gibi dijital kaynakları ve kütüphane veri kaynaklarını (makalelerini, tezlerini, dergilerini, sözlüklerini, arşivlerini) yaygın bir şekilde kullanmaya başlamışlardır. 21. Yüzyıl toplumunun artık dijitalleşme üzerine kurulması, iletişim ve öğrenme ortamlarının farklılaşması, yeni kuşakların ihtiyacına yönelik öğrenme alanlarının oluşması gibi unsurlar e-öğrenme ortamlarını daha yaygın hale getirmiştir. Pandemi koşullarında ise sürece daha farklı bir boyut kazandırılarak yeni bir değişim dönemi başlamıştır.
Yükseköğretimde dijitalleşme ve teknolojik kullanımlar, bilgiye kolay ulaşmada hayatımızın olmazsa olmazı durumuna gelmiştir. Yaşanılan bu hızlı dijital dönüşüm, eğitim ve öğretim ortamlarını, bilgiye ulaşma ve paylaşma yöntemlerinin geleneksel öğrenme tekniklerini değiştirilmesini zorunlu hale getirmiştir. Ancak dijitalleşme, diğer küresel değişimler için son derece hızlı bir ilerleme kaydederken eğitim açısından oldukça yavaş gelişmiştir. Çünkü eğitimde yapılan ve yapılacak olan yenilikler uzun vadede bir plan gerektirmektedir.
“Dijitalleşme, diğer küresel değişimler için son derece hızlı bir ilerleme kaydederken eğitim açısından oldukça yavaş gelişmiştir.”
Eğitimin, sadece dijitalleşme ya da teknolojik imkanları sağlama yönündeki hareketi, 21. yüzyılda beceri eğitiminin kazandırılmasında ve geliştirilmesinde yeterli olmadığı aşikardır. Bu bağlamda baktığımızda sadece teknolojiyi kullanmak, bilgiyi sistematik hale getirerek ulaşımını kolaylaştırmak ya da öğretmen aracı olarak kullanmak yetkinlik sağlamamaktadır. Çünkü dijitalleşmenin beceri eğitimi haline getirilebilmesi oldukça kademeli ve ciddi bir birikim isteyen bir süreçtir. Bu süreç eğitimin her alanını ve birleşenlerini kapsamaktadır. Beceri eğitimi kazanılması noktasında dijital dönüşüm süreci, her alanda uzmanların birbiri ile iletişim kurarak, beraber karar vererek uyumlu bir şekilde çalışılması gereken önemli bir konudur.
Bu bağlamda baktığımızda konumuzla ilgili olarak toplumda, iş dünyasında, eğitim ve öğretim kurumlarında dijital dönüşüme yönelik beceri eğitimi ihtiyacını karşılayabilecek önemli yerlerden birinin yükseköğretim kurumları olduğunu söyleyebiliriz. Yükseköğretim kurumları, dijitalleşen çağımızda beceri eğitiminin kazandırılmasında önemli misyon yüklenmektedir. Aynı zamanda da toplumların değişim ve gelişimine uyum sağlama sürecinde eğitim politikalarını esnek tutabilme özelliğine sahip olması gereken yükseköğretim kurumları, dijitalleşme yönündeki gelişmeleri arka plana atmamalı ve hızlı bir şekilde zihinsel dönüşümlerini tamamlaması oldukça önemlidir.
Ancak üniversitelerdeki eğitim süreçlerinin ve ortamlarının sadece dijitalleşmesi, beceri eğitimi sağlaması noktasında kalıcı bir çözüm sunar mı? Derslerde kullanılan e-öğrenme ortamları, öğretenlere ve öğrenenlere bir beceri eğitimi kazandırmakta mıdır ya da bu anlamda belirli kalite ve standartların oluşması mümkün müdür?
Üniversitelerdeki dijitalleşme yönündeki gelişimler öğrenme becerilerinin gelişmesinde yeni öğrenme modelleri sunmaktadır. Dijital çağda beceri eğitiminin etkin kullanılması için öğrenciye kazandırılması gereken bazı beceriler vardır. Bu becerileri; iletişim becerisi, sorumluluk becerileri, bağımsız öğrenebilme, etik, düşünme, yorumlama, analiz, kavrama ve bağımsız hareket edebilme olarak sıralamak mümkündür. (Bates, 2016)
Sonuç olarak çağın ihtiyaçlarını karşılamayı görev edinen Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarının, bilgi teknolojisini yaygınlaştırarak eğitim becerilerinin uygulamalarını hayata geçirmesi gereklidir. Dijital dünyada beceri eğitiminin 21. yüzyılda nasıl kazandırılması gerektiği vurgusu gelecek için atılacak adımlar adına önemli konulardan biridir. Sadece yükseköğretim dersleri ile ilgili değil, okul dışı ve yaşam boyu eğitimle bu rollerin devam ettirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda öğretim üyelerine ve öğretmenlere, bu becerilerin oluşturulmasında ve öğrencilere kazandırılmasında önemli roller düşmektedir.
Bir bileşen olarak sadece öğretenlere dijitalleşme konusunda beceri eğitimi kazandırılması yeterli olmamaktadır. İlişkili olarak okul stratejileri, yönetim kurumları, öğretim programları, fiziki imkanlar gibi unsurların da bu alanda yenileşme hareketi oldukça önemlidir. Genel olarak tüm dünyada özel olarak ise Türkiye’de yapılacak olan dijitalleşme ve beceri eğitimi çalışmaları, eğitimde fırsat ve adalet eşitsizliğine, imkanların geliştirilerek her bireyin eşit şartlar altında eğitim ortamlarını yeniden yapılandırılmasına katkı sağlaması konusunda değerli bir konudur. Bu adımda yapılan ve yapılacak olan çalışmalar ve etkinlikler gelecekteki birey toplum açısından oldukça önem arz etmektedir.