Tüm soruların cevabını vermeden önce paranın temel özellikleri yanında bilinmesi gereken öncelikli bilgi “paraya değer veren bireyin kendisidir” ifadesidir. Bu ifadeyi destekleyen en önemli unsur ise paranın arkasında bulunan merkezi kuruluşlardır. Bu kuruluşlar devlet ya da özel merkez bankaları olarak karşımıza çıkmaktadır. Kripto parayı, itibari paradan ayıran yegâne unsur buradaki sahiplik konusudur. Zira birinci derecede önemli olan paranın nasıl yapıldığı ve ham maddesi değildir. Önemli olan güvenli bir sistem tarafından desteklenen ve satın alma gücü yüksek olan değerdir diyebiliriz.
Kripto para adı ile anılan ama günümüzde parasal özellikler yanında yatırım aracı olarak öne çıkan bir ekosistemden bahsediyoruz. Bitcoin, bu ekosistemin öncüsü olup mevcut ekosistemin %55’inin hakimiyetini elinde bulundurmaktadır. Diğerleri altcoindir ve Bitcoin benzeri ya da mantığı ile piyasaya sürülmüşlerdir. Kripto paralara iki açıdan bakmak bizlerin vereceği kararları etkileyebilir. Bitcoin, merkezi olmayan bir yapıyı öne sürerken en büyük dayanağı çıkartıldığı Blockchain sisteminden almaktadır. Sistem aracısız, işlemleri üçüncü bir kişi/kurum olmadan yapabilmektedir. Altcoinler ise, daha çok özel şirketlerin akıllı sözleşmeler yolu ile yaptığı projelerin para birimidir. Altcoinler, yapılışı gereği arkasında bazı kurum/kuruluşları bulundurmaktadır. Özetle sahipleri belirlidir.
Kripto paraların kâğıt paralar yerine geçip geçmeyeceği özellikle Bitcoin’in 2017 Aralık ayında yaklaşık 20 Bin dolara çıkması ile başlayan bir tartışmadır. Literatür bu konuda güçlü bir şekilde taraflara ayrılmıştır. Sonuç itibari ile gelecekte para olarak kullanıp kullanılmayacağını yine bireyin vereceği karar gösterecektir. Özellikle Dijital süreçlerin günlük yaşama adapte olması ile paranın da dijital ortamlarda olması kabul edilebilir bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu konuya destek olarak itibari paraların (özellikle rezerv) hem bireyler arasında hem de devlet boyutunda ciddi rahatsızlıkları örnek gösterebiliriz. Özellikle kapitalist sistemin para birimi olan dolar ile ilgili yaşanan sıkıntılar; belirli bir grubun elinde olması, karşılıksız bir şekilde basılıyor olması sıklıkla eleştirilmektedir. Bireyler bu baskıdan kurtulmak için kripto paraları bir çıkış noktası olarak görüyor olabilir.
Kripto Para mı Yatırım Aracı mı?
Kripto paraların sayısının fazla olması bu soruya verilecek cevabı farklılaştırmaktadır. Örneğin Bitcoin üzerinden değerlendirecek olursak para ile ilişkili pek çok özelliğini görebiliriz. Arzının sınırlı olması, ödeme yöntemi olarak sayıları binleri hatta on binleri bulan kurum kuruluş tarafından kabul edilmesi ve para gibi bölünebilir nitelikte olması (1/100.000.000 – Satoshi) paraya benzer özellikleridir. Bitcoin’in üretilmesi ve kullanımının çeşitli zorluklar barındırması sebebi ile şu an için yaygınlaşması elbette sınırlı kalmıştır. Zira insanların para gibi kıymetlerini sahibi belli olmayan bir sisteme (matematiksel algoritmalara) emanet etmesi elbette hızla kabul edilebilecek bir durum değildir. Bizleri bu tartışmaya iten durum altcoinlerdir. Özel şirketler tarafından çıkartılan altcoinler daha çok projelere olan inancın bir temsilidir. Örneğin Ethereum para birimi, Blockchain üzerinde yapılamayan açık kaynak kodlu yazılımlara, daha açık bir ifade ile, akıllı sözleşme yapmaya imkân tanıyan bir sistemdir. Bu değerin bireyler tarafından satın alınması daha çok projeye olan inancı göstermektedir. Bu açıdan değerlendirildiğinde yatırım aracı olarak tanımlanmaktadır. Mantık olarak aynı olmakla birlikte “kripto para” hisse senetlerinden önemli ölçüde farklıdır. İlk farklılık sahiplik hakkı; Hisse senetleri sahibine ortaklık, yönetim de söz sahibi olma vb. farklı haklar vermektedir. İkinci farklılık yasal düzenleme; hisse senetleri belirli yasalar çerçevesinde (SPK) denetlenmekte ve kuralları belirlenmiş bir düzen içerisinde yatırımcı ile buluşturulmaktadır.
Üçüncü farklılık ise hisse senetlerine yatırım yapılan firmalar firmanın bulunduğu ülkeye pek çok farklı açıdan katma değer yaratan süreçlere dönebilmektedir. Şu an için kripto paralarda böyle bir durum söz konusu değildir. Özellikle ülkemizde kripto paralara olan yatırım iştahı yüksek seviyelere çıkmış durumdadır ve bireyler yüklü miktarda paralarını yurtdışı şirketlere yatırmaktadır. Dış finansman ihtiyacı olan bir ülkede bireylerin tasarrufu önemli olmakla birlikte tasarruf edilen paranın yurt içinde kalması da önem arz etmektedir.
Riskler ve Tehditler Nelerdir?
Risk, belirsiz süreçlerin objektif ölçüsüdür. Burada belirsizlik “sahipsizlik” kavramı ile eşleşmiş görünmektedir. Özellikle Bitcoin ve diğer tüm altcoinlere yapılan eleştirileri incelediğimizde ilk eleştiri noktası sahipsizlik üzerinden yapılmaktadır. Sahibi ya da arkasındaki güç unsurunu bilmiyor olmamamız büyük bir risk içermektedir. Ancak bu risk, risk iştahı yüksek yatırımcılarda ilgi çekici olmaktadır. Diğer bir risk unsuru da manipülasyona açık olmasıdır. Özellikle kitlelere yön verme gücü olan insanların haber manipülasyonları nedeniyle fiyatlarda ani yükseliş ve düşüşler yaşanmaktadır. Ancak tüm bu risk unsurları azalan bir eğilim içerisine girmiştir. Başta merkez bankalarının Dijital para açıklamaları (CBDC- Merkez Bankası Dijital Parası), çok uluslu özel sektör firmaların sistemi kullanması gibi nedenler riskleri azaltmaya, beraberinde fırsatlar sunmaya da başlamıştır. Mevcut durumda yatırımcıların merak ettiği risklerin bunlar olmadığını da düşünüyorum. Yatırımcı daha çok Cüzdan kaybolma riski, parasına erişememe riski ve çalınmaya ilişkin birtakım bilgilerin peşine düşmüş durumda diyebiliriz.
Kripto paraların en önemli özelliklerinden biri de güçlü bir algoritma ve mutabakat mekanizması ile %100 güvenli olduğunu ileri sürmesidir. Sisteme adını veren ve bilgiyi bir sonraki bilgi ile birleştirerek saklayan Blockchain, değiştirilmesi ya da silinmesi noktasında güçlü bir altyapıya sahiptir. Ancak sistem üzerinde çıkartılan (madencilik) bitcoin ve diğer altcoinler farklı ortamlarda (cüzdan) saklanmaktadır. Bu transfer sırasında kaybolma riski ve kullandığınız cüzdanın erişilememe riski mevcuttur. Bu riski elimine etmek için geliştirilmiş farklı yöntemler bulunmaktadır. Soğuk cüzdan (offline) olarak adlandırılan cüzdanlar bu riski ortadan kaldırmaktadır. Özellikle ülkemiz yatırımcılarının dikkat etmesi gereken diğer risk unsuru da sahte ICO’lardır. ICO (InitialCoinOffring) kripto paralar yoluyla halka arz işlemidir. Birçok altcoin bu mantıkla çalışmaktadır. Ancak her ICO gerçekte iyi niyet gütmüyor olabilir. Özellikle sosyal medya ortamında yapılan fiyat değerlendirmelerine ilişkin teknik analiz yorumları bu konuda yatırımcıyı tuzağa çekebilir. Yatırımcılar, yatırım yapmak istedikleri projenin altyapısını ve amaçlarını (White Paper) iyice araştırıp yatırım yapmalıdır. Biz buna kripto paraların temel analizi diyebiliriz. Teknik analiz sadece geçmiş fiyatlardan hareketle fikir vermektedir. Önemli olan projenin sağlamlığı ve gelecekte oluşturabileceği potansiyelidir.
Kripto paralara ilişkin tehditler ise özellikle gelişmekte olan ülke ekonomilerinde “bireylerin tasarrufu” üzerinden değerlendirilebilir. Bireylerin belirli riskleri üstlenerek kripto para yatırımını seçmesi ile gelişmekte olan ülkeler zarar görebilir. Ancak devletler belirli şartlar altında piyasada karşılık bulmuş olaylara bireyler gibi yaklaşamazlar. Sistemi her yönü ile değerlendirerek olası en yüksek faydayı sağlamak zorundadırlar. Kripto para piyasasına hızlı bir bakış atarak yok saymak devlet için öngörülemez tehditleri beraberinde getirebilir. Dijital bir devrim olarak adlandırılan süreç ve süreçle birlikte çıkartılan sistem ve tekniklerle yarışıyor olabilmek için gerekli düzenleme ve araştırma çalışmalarının hızla yapılması gerekmektedir. Zira kripto paraların temel önermesi “Devletsiz bir para birimi”dir.
Birçok kişinin gözden kaçırdığı bir diğer tehdit ise çevreyle ilgilidir. Bitcoin madenciliği sırasında olağanüstü bir elektrik harcanmaktadır. Cambridge Üniversitesinde kurulan bir merkezde Bitcoin çıkartılmak için tüketilen elektriğin tahmini değerleri günlük olarak yayınlanmaktadır. Bu verilere göre ülke sıralamasında Bitcoin 39. Sırada yer almaktadır. Özetle Bitcoin kadar elektrik tüketmeyen 145 ülke var.
“Birçok kişinin gözden kaçırdığı bir diğer tehdit ise çevreyle ilgilidir. Bitcoin madenciliği sırasında olağanüstü bir elektrik harcanmaktadır.”
Merkez Bankası Kripto Para Çalışmaları Mümkün mü? Farklar Nelerdir?
Merkez bankaları paraya yön veren özel ya da devlet temelli bankalardır. Para politikası kurulları aracılığı ile piyasa istikrarı sağlamaktadır. Son dönemde kripto paralara olan ilgi Merkez bankalarında karşılık bulmuş ve kendileri için olası riskleri görebilmiştir. Özellikle gelir ve hakimiyet açısından Merkez Bankaları Kripto paraların yaygınlaşmasından en büyük zararı görecek kurum ve kuruluşlardır. Bu duruma en net örnek senyoraj gelirleri üzerinden verilebilir. Merkez bankaları para basarak senyoraj geliri elde ederler. Kripto paralar ise bu gelire engel olabilecek potansiyele sahiptir. Şu an için dünya genelinde 20 merkez bankası kripto para çalışması yaptığını duyurmuş ve bazıları piyasaya sürmüştür. Yine de genel olarak süreç geliştirme aşamasında diyebiliriz. Ancak merkez bankası kripto parası ya da merkez bankalarının verdiği isimle Merkez Bankası Dijital Parası (CBDC) yapısı itibari ile bilinen kripto paralar ile aynı özellikleri sunmakla birlikte bazı açılardan farklılaşmaktadır. Özellikle sahipsizlik kavramına odaklanmış olan bankalar bu riski ortadan kaldırarak sahibi bilinen ama Blockchain ya da diğer sistemlerin kullandığı alt yapıyı kullanan paralar üzerine çalışmaktadır. Bu durum kripto paraların mantığına temelde ters olsa da geçiş aşaması için sahipli bir kripto varlığa olan ilginin yüksek olacağı düşünülmektedir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası dahil birçok merkez bankası blockchain üzerinde çalışmaktadır. Bu durum altcoinlere zarar verecek gibi görünse de her bir altcoin farklı bir proje için oluşturulmuş olduğu için zamanla yatırımcısını bulabilir. Ancak CBDC’lerin kripto para piyasasını bitirebileceği yönünde görüşlerin yanında daha da güçlendirme potansiyeli olduğunu düşünenlerde hayli fazla sayıdadır.
“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası dahil birçok merkez bankası blockchain üzerinde çalışmaktadır.”
Toplumda Kripto Paraların Algısı Ne Yöndedir?
İnsanoğlu doğası gereği temel ihtiyaçlarını giderebilmek amacıyla güçlü olma saiki ile hareket etmektedir. Güç günümüz dünyasında para ile özdeşleştirilmiş olup güce kolay yoldan ulaşmak amacıyla insanlar hızlı bir zenginlik istemektedir. Kripto para piyasası yüksek oynaklığı ile bu fırsatı şu an için sunabilme potansiyeline sahiptir. Çünkü değeri kuruşlarla ifade edilen bir kripto para kısa bir süre sonra 1000 katına kadar çıkabilmiştir. Oluşan bu durum insanları kripto paralara ya da varlıklara yönlendirmiştir. Bu açıdan toplumun büyük bir kesimi tarafından ilgi çekici bulunmuştur. Ancak fiyatlardaki ani dalgalanmalar büyük problemlere yol açabilir. Özellikle yüksek kazanç arzusu yüksek yatırımı tetiklemekte, bu da borçlanarak ya da farklı şekilde yatırım yapmanın önünü açmaktadır. Yaşanacak ani düşüşler ve piyasada bulunan kötü niyetli kişiler tarafından bu durum kötü sonuçlanabilir.
Tüm bu riskler altında Kripto para yatırımında ülkemiz, Dünya dördüncüsü ve Avrupa birincisi konumundadır. Bireyler özellikle sosyal medya mecralarında bir araya gelerek fiyat tahmini yapan hesaplar altında birleşmektedirler. Yatırımlarını burada okuduğu bilgiler doğrultusunda yapmaktadırlar. Bu durum hem ülke ekonomisi hem de bireyin maddi imkanlarına ciddi zararlar vermektedir. Ülke olarak regülasyon yapılmasına bir an önce ihtiyacımız bulunmaktadır. Bu durum toplumsal bir kaosu beraberinde getirebilir. Ancak Blockchain sistemine olan ilgide kripto paralar ile birlikte artmakta belirli bilinç düzeyinde olan bireyler çeşitli kurslar ve eğitimler yoluyla sistem üzerinde doğru ve gerçek projeler geliştirme eğilimine geçmektedir. Gözlemlerime göre kripto paraların fiyat haberleri ve yüklü miktarda para kazanma hikayeleri sistemin toplayıcısı durumunda. Belirli bir süre sonra bireyler merak edip altyapı araştırmasına yönelmektedir. Buda ülkemiz adına iyi bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Dijital uygulamaların geliştirilmesi temel problemlerin iyi analiz edilmesinden geçmektedir. Temel problemlerin analizi için toplumun her kesiminin sistem içerisine giriyor olması ilerleyen yıllarda ülkemizi dijital yarışta öncü ülkelerden biri yapabilir.