Filistin’de yaşanan gelişmeleri Filistinli Aktivist ve Araştırmacı Muin Naim ile konuştuk. Filistin’deki durumu ve Türkiye’nin tavrını sorduk, sivil toplumdan ve hükümetten beklentilerini açık bir şekilde anlattı. Kendisine çok teşekkür ederiz.
Şu anda Filistin’de neler oluyor, bu süreç nasıl bu noktaya geldi? Süreci kısaca anlatabilir misiniz?
Siyonist devleti zaten uzun süredir Filistinlilerin bulunduğu her yere insan haklarına riayet etmeden ve hiçbir hukuki dayanağı olmadan saldırmaktadır. Son dönemde, özellikle Ramazan başladığından beri, Ramazan ayının kutsallığını bereketini hiçe sayarak saldırılarını daha da artırdı. Hem de saldırıları insanların, Müslümanların ve Filistinlilerin gerçekten tetikleneceği noktalara yapmaya başladı. O da Mescid-i Aksa, Beytülmakdis’tir.
İsrail, Ramazan ayı başından beri Müslümanların Mescid-i Aksa’ya gelip gitmelerini, namazlarını kılmalarını, ibadet etmelerini bile engellemeye çalıştı. Nitekim Ramazan ayının 26’sında büyük bir saldırı düzenledi. İçeride kalan Filistinlilerin üzerine ateş açtı; gaz bombaları ve plastik mermilerle saldırdı. Yüzlerce yaralımız oldu ama Mescid-i Aksa’yı boşaltamadılar. Aslında bunu yapmanın amacı şuydu: 10 Mayıs tarihine tekabül eden 28 Ramazan Pazartesi gününde Mescid-i Aksa’nın boşaltılıp siyonist Yahudi grupların ve terör örgütlerinin devlet desteğiyle siyonizm işaretli bayraklarıyla Mescid-i Aksa’ya gelip orada ayinler yapması, kurbanlar kesmesi ve oranın bir Yahudi mabedi olduğunu dünyaya göstermeye çalışması planlanıyordu.
“İsrail içeride kalan Filistinlilerin üzerine ateş açtı; gaz bombaları ve plastik mermilerle saldırdı. Yüzlerce yaralımız oldu ama Mescid-i Aksa’yı boşaltamadılar.”
Filistinliler bunu bildikleri için artık bu işin bir varoluş meselesi olduğunu söyleyerek Mescidi Aksa’yı ölümüne savunmaya geçtiler. Ve gerçekten önceki gece, Kadir Gecesi, ibadetler yapılırken işgal devleti yeniden Mescid-i Aksa’yı boşaltmaya çalıştı. 5-6 saat yüzlerce -belki binlerce- polis ve özel kuvvetlerin baskısıyla içerideki binlerce Filistinliyi çıkaramadı. Bir kısmını çıkarmış olsa bile Mescid-i Aksa’nın kıble mescidinde Kubbetüs Sahra’da, diğer alanlarda direnmeye devam eden Filistinlileri çıkaramadı. Tabii ki bu çatışma sırasında altı yüze yakın Filistinli yaralandı. Birisi çok ağır yaralıydı, başından vurulmuş. Altısı ağır yaralı ve çok sayıda Filistinli yüzünden yara almış durumda yani vuranlar adeta öldürme hedefiyle atışlar yapıyordu. Ama tüm bunlara rağmen Filistinliler pes etmedi. Tabii ki bu yapılırken Filistinlilerin bulunduğu diğer bölgelerde Filistinliler tepkiler göstermek istediler. Filistin Direniş Hareketleri “Mescidi Aksa hepimizindir, sadece Kudüslü kardeşlerimiz tek başına orada kalacak değil” diyerek Mescid-i Aksa’da olanlara karşı bir tepki verdi ve “Eğer işgal devletleri Mescid-i Aksa’dan, Kudüs’ten çıkmazsa biz de buradan direnişe ve çatışmaya katılacağız” dediler.
İşgal devletinin istediği şu: Filistin meselesi bir bütün olarak değil de, mesela Gazze meselesi Gazze’nindir, Kudüs meselesi Kudüs’ündür, Batı Şeria’nın meselesi Batı Şeria’nındır gibi şehir şehir ayırmaya çalıştı ama Filistinliler bunu kabul etmeyerek aynı anda çatışmaya ve kıyama katılarak İsrail’i şaşırttı. Hem Gazze’den silahlı direniş hareketleri direnişe katıldı hem de Batı Şeria’daki Filistinliler hepsi bir anda İsrail işgal devletine karşı bir direniş ve kıyam intifadası başlattılar. Şimdi İşgal devletinin buna tepkisi ne olur? Her zamanki gibi, yapmayı bildiği tek şey sivilleri ve masumları öldürmek. İşgal devleti sivillerin evlerine havadan saldırarak dünden beri Gazze’de 9‘u çocuk 1’i kadın 1’i yaşlı olmak üzere 25 Filistinliyi şehit etti. 150 Filistinli de Gazze’de yaraladı ve olaylar devam ediyor.
Batı Şeria’da bir şekilde direniş eylemleri yapılıyor. Dün gece başlayan ayaklanmayı hazmedemeyen İsrail polisi ve güçleri bu gece farklı Filistinli mahallelere saldırması bekleniyor.
Yani özetle İsrail İşgal Devleti dünyayı, İslam alemini hiçe sayarak kutsalımız Mescid-i Aksa’ya saldırarak sanki dünyaya, İslam alemine mesaj vermeye çalışıyor. Ben sizi hiçe sayıyorum, istediğimi istediğim zamanda yapabilirim diyor.
Filistinlilerin Türkiye’de sivil toplumdan ve hükümetten çözüm açısından beklentisi nedir? Burada günledir çok kalabalık eylemler yapılıyor, peş peşe açıklamalar geliyor. Bu eylemlerin ve resmi açıklamaların etkisini nasıl buluyorsunuz?
Birincisi Türkiye’nin tepkisi gerçekten takdire şayan bir durumda. Belki İslam aleminde Türkiye kadar tepki veren -ne resmi makamlar nezdinde ne de STK’lar nezdinde- ülke olmadı. Şu anda zikredebileceğimiz Kuveyt, Ürdün gibi bazı ülkeler var ama en çok Türkiye tepki veriyor. Türkiye diplomatik olarak aktif bir şekilde Dışişleri Bakanıyla, Cumhurbaşkanıyla ve Milletvekilleriyle ciddi bir hareket içerisinde, önemli adımlar atıldı.
Halkın tepkisi gerçekten çok güzel, Filistin sevdalısı bir halk olduğu görülüyor. Diyarbakır’dan İstanbul’a, Edirne’ye kadar herkes ama herkes tepkisini göstermeye çalışıyor. Bu da gerçekten halkın Filistin davasına bakışı ve Filistin’in yanında duruşu açısından güzel bir tavırdır. Ama bu yeterli mi? Tabii ki yeterli değil. Eminim halk ve devlet daha fazla şey yapmak ister.
Bence şu anda, birincisi STK’lar Filistin’i gündemde tutmalı ve Filistin’le ilgili acil destek ve yardım kampanyaları başlatmalı. Çünkü şu anda gerçekten işgal devleti, Filistin’i sıkıştırmaya çalışıyor; Gazze’yi Kudüs’ü tek başına bırakmaya çalışıyor. Bu mesajla ve destekle Filistin’e yalnız olmadığı mesajını vermemiz gerekiyor.
İkincisi Filistinle ilgili bilinçlendirme. STK’lardan sürekli Filistin’le alakalı gerçek ve doğru bilgiyi dünya kamuoyuna iletmemiz gerekiyor. Çünkü bugün savaştığımız güçler maalesef sahte haber yaymakta, yalan propaganda yapmakta çok uzmanlaşmış durumda. Buna karşı uyanık ve sürekli doğru bilgi ve doğru bilinç yaymamız gerekiyor. Son olarak toplumda Filistinliler’in hiçbir zaman unutmamaları dualarıyla da manevi olarak da destek olmaları gerekiyor.
Devlet nezdinde ise tabii ki yapılan girişimler çok önemlidir ama acilen Türkiye, İslam İşbirliği Teşkilatı’nı toplantıya çağırmalı ve o teşkilattan bir şekilde Türkiye’nin yanında duran gerçekten iyi ve Filistin dostu ülkelerin desteğiyle yaptırım gücü olan bir karar aldırmalı. Aynı zamanda Filistin halkına yapılan bu insanlık dışı muameleyi ve insan haklarına yapılan ihlalleri uluslararası mahkemelere taşımalı ve arkasında durmalı. Çünkü İsrail İşgal Devleti’nin yaptıkları yanına kalmamalı! Bu işlediği suçların cezasını mutlaka çekmeli.
“Çünkü İsrail İşgal Devleti’nin yaptıkları yanına kalmamalı! Bu işlediği suçların cezasını mutlaka çekmeli.”
Teşekkür ederiz. Son olarak Türkiye kamuoyuna bir mesajınız var mı?
Filistin Filistinlilerin değil. Kudüs Filistinlilerin değil. Kudüs hepimizin yeridir ve Filistinliler kadar her birimiz Filistin’den ve Aksa’dan sorumluyuz.