Çeviri: Dilek Özyurt
Kolektif iklim emellerine ulaşmak için enerji, ulaşım, üretim, çelik ve kimyasallar da dahil olmak üzere küresel enerji talebine katkıda bulunan sektörlerin her birinde hızlı ve derin geçişler yapmak gerekir. Güneş ve rüzgar enerjileri büyük bir açılım sağlamıştır. Ancak enerji sektörü şu anda enerjimizin sadece %20’sini sağladığından, daha fazla “yeşil elektrik” üretmek bizi yüzyılın ortalarına kadar net sıfır karbondioksit emisyonuna götüremez.
Gemilerimiz, uçaklarımız ve trenlerimiz bunun için yapılandırılmadı ve ekonomik teşvikler henüz yeterince doğru şekilde ilerlemiyor. Enerji sorunu, aynı zamanda bir enerji talebi sorunudur.
Kolektif iklim ideallerimize ulaşmak, sadece enerji değil, aynı zamanda ulaşım, üretim, çelik ve kimyasallar da dahil olmak üzere küresel enerji talebine katkıda bulunan sektörlerin her birinde hızlı ve derin geçişler gerektirir. Bu geçişleri doğru hızda takip etmek, enerji altyapımızın tam bir dönüşümünü gerektirir. Bu amaçla, özellikle üç öncelik çok önemli olacaktır.
İlk olarak, inovasyonun hızını artırmamız gerekiyor. Uluslararası Enerji Ajansı tarafından yapılan son analizler, 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşmak için gereken emisyon indirimlerinin neredeyse yarısının henüz piyasada olmayan teknolojilerden olması gerektiğini göstermektedir. Güneş panelleri, rüzgar türbinleri, elektrikli arabalar, ışık yayan diyotlar ve lityum iyon piller gibi temiz enerji teknolojileri, önümüzdeki yıllarda net-sıfır bir dünya öngörmemizi mümkün kıldı. Ancak, diğer temiz teknolojilerdeki inovasyonda dev sıçramalara ihtiyacımız var. Bu, özellikle emisyonların azaltılması en zor olan ve teknolojik çözümlerin geride kaldığı çelik, çimento, kimyasallar ve nakliye, havacılık gibi sektörlerde acil ihtiyaçtır.
İkinci öncelik, hükümet ve sanayi arasında daha yakın işbirliği sağlamaktır. Özel sektör büyük değişim oluşturma kapasitesine sahiptir. Öte yandan hükümetin rolü de bu eylem gücünü açığa çıkarmak için önemlidir. Birçok sektörde, işletmelerin düşük karbonlu teknolojilerin gelişmesini sağlamak için güçlü bir hükümet politikasına ihtiyacı vardır. Yeni teknolojilerde yeniliği desteklemek ve daha sonra sektörlere yayılmalarını sağlayan etkili politikalar uygulamak için hükümetlere büyük rol düşüyor.
“Birçok sektörde, işletmelerin düşük karbonlu teknolojilerin gelişmesini sağlamak için güçlü bir hükümet politikasına ihtiyacı vardır.”
Son olarak, uluslararası koordinasyonun büyük ölçüde geliştirilmesine ihtiyacımız var. Ulusal Eylem odaklı küresel bir sistemde, birçok enerji tüketen sektörde gerekli olan sistemik değişimi organize etmek büyük bir konudur. Ulusal yaklaşımlar, özellikle hükümetlerin güvenlik gibi sektörlerde yerli firmalara zarar vermeden kararlı politikalar izleyebilecekleri bazı alanlarda oldukça etkili olabilir.
Çok taraflı kurumlar tüm bu alanlarda önemli bir rol oynamaktadır. Uluslararası Enerji Ajansı(IEA), Çin, Hindistan ve Brezilya gibi IEA Derneği ülkelerinden birçoğu da dahil olmak üzere 55 ülkede bulunan yaklaşık 300 kamu ve özel kuruluşu temsil eden dünya çapında 6.000’den fazla uzmanı içeren kilit enerji geçiş teknolojileri konusunda işbirliğini kolaylaştırıyor. Ancak, net sıfır emisyonlarına doğru hareket etme ihtiyacı konusunda sürekli artan bir fikir birliği ile, daha fazlasını yapabiliriz ve yapmalıyız. İnovasyona, işbirliğine ve cesur politikalara odaklanırsak bu tür girişimler, iklim sorununun çözülmesine yardımcı olabilir.
Kaynak:
https://www.project-syndicate.org/commentary/energy-sector-decarbonization-three-priorities-by-katherine-dixon-2021-03