Mütercim: Gözde Ece Kermen
Bu politika özeti, Türkiye’nin Nisan 2021’de ev sahipliği yapacağı Afgan müzakereleri bağlamında Türkiye’nin Afgan barış sürecindeki rolünü ele almaktadır. İncelemenin amacı ise, Afgan barış sürecinde Türkiye’nin arabuluculuk rolü oynamasına olanak sağlayan tarihi, sosyal, kültürel, dini ve politik faktörleri ortaya koymaktır. Bunlara ek olarak hem bölgesel hem de küresel düzeyde ciddi etkileri olacak olan müzakerelerin en karmaşıklarından birine ev sahipliği yapmasının Türkiye’ye sağlayacağı fırsatları neden olacağı zorluklarla ve potansiyel tehditlerle irdelemek amaçlanmaktadır.
Politika Araştırmaları Enstitüsü bu özeti; uzman görüşleri, araştırma makaleleri, gazete yazıları ve dipnotlarda belirtilen politika özetleri gibi ilgili verilerle desteklenen bir makale biçiminde hazırlamıştır.
Arka Plan
Trump yönetimindeki Afgan barış sürecinin yeni Biden yönetimi tarafından yoğun bir şekilde gözden geçirilmesinden sonra, Başkan Biden nihayet Afganistan planını açıklamıştır. ABD, Trump’tan devralınan Doha Anlaşması ile Afgan barış sürecine devam etmektedir.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken Afgan hükümetine yazdığı bir mektupta ABD’nin, durgun barış sürecini hızlandırmaya yardımcı olacağını planladığı dört kademeli önerisini özetlemiştir. 2018 Temmuz ayında Trump yönetimi, Afgan hükümet temsilcilerinin katılımı olmaksızın Taliban ile doğrudan müzakerelere girerek ABD’nin uzun süredir “Afganların liderliğindeki, Afganistan’a ait” bir uzlaşma sürecine öncelik veren tutumunu tersine çevirmiştir.
Pakistan, İran, Çin ve Rusya gibi çevre ülkeler Afganistan Barış Sürecinde aktif olarak yer almış olsa da 2021 Nisan ayında Afgan taraflar arasındaki toplantıya ev sahipliği yapacak olan Türkiye, yeni bir aktör olarak meydana çıkmaktadır. Barış sürecinin bir parçası olarak şimdiye kadar iki barış anlaşması imzalanmıştır. 22 Eylül 2016’da Afgan hükümeti ile Hizb-i İslami Partisi militanları arasında ilk anlaşma imzalanmıştır.
“2021 Nisan ayında Afgan taraflar arasındaki toplantıya ev sahipliği yapacak olan Türkiye, yeni bir aktör olarak meydana çıkmaktadır.”
ABD ve Taliban temsilcileri arasında bir yıldan daha uzun bir süredir devam etmekte olan resmi müzakerelerin ardından 29 Şubat 2020’de taraflar ABD silahlı kuvvetlerinin Afganistan’dan çekilmesi ve Kabil ile Taliban arasında müzakereler yapılması yönünde bir anlaşma imzalamıştır.
Katar’ın Başkenti Doha’da Afganistan’a Barışı Getirme Anlaşması
ABD ve Taliban 29 Şubat 2020’de, Katar’ın Doha kentinde resmi başlığı “Afganistan’a Barışı Getirme Anlaşması” olan bir barış anlaşması imzalamıştır. Anlaşmanın hükümleri arasında tüm Amerikan ve NATO birliklerinin Afganistan’dan çekilmesi, Taliban’ın El Kaide ve diğer grupların ABD ve müttefiklerinin güvenliğini tehdit edici faaliyet göstermesini önleme sözü ve Taliban ile Afgan hükümeti arasındaki görüşmeler yer almaktadır.
Kapsamlı barış anlaşması dört bölümden oluşmaktadır:
1) Afganistan topraklarının herhangi bir grup veya birey tarafından ABD ve müttefiklerinin güvenliğini tehlikeye atarcasına kullanmasını önleyecek güvenceler ve infaz mekanizmaları.
2) Güvenceler, infaz mekanizmaları ve tüm yabancı güçlerin Afganistan’dan çekilmesi için bir zaman çizelgesi ilanı.
3) Uluslararası şahitler huzurunda yabancı güçlerin tam çekilmesi ve zaman çizelgesi kapsamındaki teminatın ilanından ve Afgan topraklarının ABD ve müttefiklerini tehdit edici şekilde kullanılmasına karşı teminat ve ilanlardan sonra, ABD tarafından devlet olarak tanınmayan ve Taliban olarak bilinen Afganistan İslam Emirliği, Afgan taraflarla 10 Mart 2020’de (Hicri ay takvimi 15 Receb 1441, Hicri güneş takvimi 20 Hût 1398) müzakerelere başlayacaktır.
4) Afgan taraflar arası diyalog ve müzakerelerin gündeminde kalıcı ve kapsamlı bir ateşkes yer alacaktır. Afgan taraflar arası müzakerelerin katılımcıları, ortak icra mekanizmaları da dahil olmak üzere, Afganistan’ın gelecek siyasi rol haritasının çizimi ve kabulüyle ilan edilecek olan kalıcı ve kapsamlı ateşkesin tarihini ve usulünü tartışacaklardır.
Yukarıdaki dört bölüm birbiriyle yakından ilişkilidir ve her biri kararlaştırıldıkları zaman çizelgesine ve kararlaştırılan şartlara uygun olarak yürürlüğe koyulacaktır. İlk iki bölüm üzerinde sağlanan anlaşma son iki bölümün önünü açmaktadır.
Taliban’ın taahhütlerini yerine getirmesi durumunda, ABD Temmuz 2020’den itibaren silahlı kuvvet sayısının 13.000’den 8.600’e düşürülmesini ve 1 Mayıs 2021’e kadar tam bir geri çekilmeyi kabul etmiştir.
ABD ayrıca 135 gün içinde beş askeri üssü kapatmayı taahhüt ederek Taliban’a yönelik ekonomik yaptırımları 27 Ağustos 2020’de sona erdirme kararını ifade etmiştir. ABD ve Taliban, Taliban ve Afgan hükümeti müzakerelere başlamadan önce 5.000 Taliban mahkumunun serbest bırakılmasında mutabık kalmıştır.
Afgan Taraflar Arası Diyalog
Doha anlaşması uyarınca, Afgan hükümeti ve Taliban, ortak icra mekanizmaları da dahil olmak üzere, Afganistan’ın gelecek siyasi rol haritasının çizimi ve kabulüyle ilan edilecek olan kalıcı ve kapsamlı ateşkesin usulüne karar vermek için müzakerelere girmiştir.
Afgan hükümeti ile Taliban arasındaki görüşmelerin 2020 Mart’ta başlaması gerekmekle birlikte, tutuklu mübadelesinin planlanmasıyla ilgili anlaşmazlıklar ve ülkedeki şiddet olayları nedeniyle defalarca ertelenmiştir.
Afgan hükümeti ile Taliban arasındaki tarihi görüşmeler 12 Eylül 2020’de Katar’ın Doha kentinde başlamıştır. Taraflar, Afganistan Doha Barış Anlaşması’ndan sonra ilk kez bir araya gelmiştir. Afgan hükümeti ile Taliban arasındaki görüşmeler 5 Ocak’ta Katar’ın Doha kentinde yeniden başlamıştır. Tarafların birbirinden çok farklı önceliklere sahip olması ve Afganistan’da devam eden çatışmalar nedeniyle yavaş ilerlemekte olan müzakereler şu ana kadar beklentileri karşılamamıştır. Afgan hükümeti müzakere ekibi, görüşmelerde ateşkesin öncelikli olması gerektiği konusunda ısrar ederken, Taliban ateşkese dair tartışmaların, hükümetin gelecekte nasıl bir form alacağı konusunda bir anlaşma sağlandıktan sonra yapılmasını istemektedir.
6 Mart 2021’de Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani, hükümetinin Taliban ile barış görüşmeleri yapacağını, isyancı grupla, yeni seçimler yapma ve demokratik bir şekilde hükümet kurma konularını tartışacağını belirtmiştir.
12 Mart 2021’de Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Nisan 2021’de İstanbul’da Afganistan barış görüşmelerine ev sahipliği yapılması planını kamuoyuna duyurmuştur.
Moskova Afgan Barış Konferansı 18 Mart 2021’de yapılmıştır. Konferansa Afgan hükümeti, Taliban, ABD, Rusya, Çin, Hindistan ve Pakistan temsilcileri katılmıştır.
27 Mart 2021’de Türkiye ve ABD yetkilileri, Afganistan’daki son gelişmeleri ve Türkiye’nin İstanbul’da ev sahipliği yapmayı planladığı Afgan barış görüşmelerinin ayrıntılarını tartışmak üzere İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda bir araya gelmiştir.
ABD ve Taliban hem Taliban şiddetinin hem de Amerikan birliklerinin hacminin azalmasının önünü açmak için Doha’da bir anlaşma imzaladıktan bir yılı aşkın bir süre sonra, Afgan taraflar arası görüşmelerdeki ilerleme sınırlı ve güvenlik yetersiz kalmaktadır.
Türkiye ve Afganistan İlişkileri
Türkiye ve Afganistan birbirleri için yabancı unsurlar değildir. Afganistan ve Türkiye ilişkileri, birçok Türk ve Afgan halkı özellikle Gazneliler, Selçuklular, Khilji, Timur, Lodhi, Babür, Avşar ve Turani imparatorluklar dönemlerinde Orta Asya ve Orta Doğu’nun büyük kısmını yönetmiş olduğundan yüzyıllar öncesine dayanmaktadır. Uzun Osmanlı tarihi boyunca birçok Osmanlı yetkilisi Afgan liderlerle yakın temas halinde olmuştur.
Afganistan’ın tarihi bir müttefiki olarak Türkiye, Afganistan’la aktif olarak çok katmanlı bir düzeyde ilgilenmiştir. Sovyetler Birliği’nden sonra 1921’de Türkiye Cumhuriyeti’ni tanıyan ikinci ülke Afganistan olmuştur. Her iki ülke de 1 Mart 1921’de Türkiye-Afganistan İttifak Anlaşması’nın imzalanmasıyla ilişkilerini daha da güçlendirmiştir. Türkiye ve Afganistan hala 1 Mart’ı Türk-Afgan Dostluğu Günü olarak kutlamaktadır.
Türkiye, Afgan nüfusunun önemli bir yüzdesi etnik Türk olduğu için Afganistan ile güçlü etnik, dini, kültürel ve etimolojik bağlara sahiptir. Ankara hükümeti 1930’larda Afgan silahlı kuvvetlerinin eğitimi ve modernizasyonu için askeri ve kalkınma uzmanları göndererek Afganistan’ın modernleşme çabalarını desteklemiştir. Türkiye, 1979’da Afganistan’ın Sovyet işgaline uğramasına şiddetle karşı çıkmıştır.
Kasım 2001’de Türkiye, Afganistan’da ABD liderliğindeki askeri harekata katılan ilk Müslüman ülke olmuştur ve şu anda NATO’nun Kâbil’deki Başkent Eğitim, Yardım ve Danışma Komutanlığı’nı yönetmektedir. Türk birlikleri muharebe kuvvetleri olarak değil, Afgan personeline lojistik destek ve eğitim verme amacıyla katılmıştır. 12.000’den fazla Afgan askeri ve polisi eğitilmiştir. Daha sonra Türk inşaat firmaları da ülkede aktif hale gelmiştir. Türkiye, Kâbil çevresinde güvenliği sağlamaktan, Afgan Silahlı Kuvvetleri ve Afgan Ulusal Polisi için eğitim vermekten sorumludur ve bunun yanı sıra eğitim, sağlık ve tarım alanlarında bir dizi yeniden yapılanma projesi üstlenmiştir.
Yazının ikinci bölümü için tıklayınız.
Editör Notu: Yazı ikiye bölünmüştür.
Yukarıdaki birinci bölüm, arka planın açıklanmasına ve sürecin şu ana kadarki gelişimine ayrılmıştır.
17.04.2021 tarihinde yayınlanan ikinci bölümde, “Neden Türkiye?” başlığı altında, Türkiye’nin barış görüşmelerindeki rolü incelenmiştir.